Sedat Altunay

Tarih: 05.09.2025 19:49

Tök = Turkey = Hindi

Facebook Twitter Linked-in

Sırtını Taşan Dağlarının güney eteklerine dayamış stratejik konumu olan, 18. asırda  88 bin nüfusun 80 bini gayrimüslim (Rum ve Ermeniler), 8 bini ise Müslümanlardan oluşuyordu. Cumhuriyetin ilk yılları olan 1927 yılında nüfus 28.141 kişi iken, 2024 yılı nüfus sayımında 76.854 kişi olmuş ve bu sayının 38.031 erkek, 38.823 kadınlardan oluşuyordu.

Şehrimizin 2500 yıllık yaşamını önce; 

Hititler (M.Ö. 1700–700) yönetmişler, 

daha sonra Frigler (M.Ö. 8. yüzyıl), 

İskitler – Kimmerler (M.Ö. 6. yüzyıl), 

Pontuslular (200 yıl), 

Romalılar, 

Bizanslılar (Doğu Roma) (400 yıl M.S.), 

Emeviler (Araplar) 8. yüzyıl M.S., 

Tekrar Bizanslılar, 

Danişmentler (11. yüzyıl M.S.), 

Selçuklular (M.S. 12–14. yüzyıl), 

İlhanlılar (M.S. 14. yüzyıl), 

Eratna Beyliği (1335–1381), 

Taşanoğulları (1353–1396)

Osmanlılar (1393–1919) 

İngilizler (1919 – 7 ay) 

Cumhuriyet Türkiyesi (1920 – devam)

Bu yukarıdaki tabloya bakınca Merzifon halkımız hep var, yönetenler ise gelip gitmiştir. 

Bu yönetenler arasında Merzifon’a eser ve iz bırakan 3 önemli olayı sizlerle paylaşmak isterim. Bunlardan: 

1) Roma İmparatoru Hadrianus, M.Ö. 131 yılında Merzifon ve Amasya’yı ziyaret etmiş. 

Bölgenin harap hali, halkın fakirliği karşısında buranın yeniden imarı ve yapılandırılmasını emretmiştir. 

2) Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 1634 yılında Merzifon’un köyü olan (Narinciye – Bahçecik – Marınca) da dünyaya gelen Koca Mustafa Paşa, Vezir-ı Azamlığı sırasında Merzifon’un içme suyu kanalları şebekesi, hamamlar, hanlar, okullar, camiler yaptırarak şehrimize bugünde kullandığımız muhteşem eserleri bırakmıştır. 

3) Üçüncüsü ise gene Osmanlı İmparatorluğu döneminde, eğitim ve sağlık alanında en ileri derecede eğitim ve hizmet sunan Amerikan Merzifon Koleji’nin 1865 yılında açılmasıdır. 

İşte yazımızın ana konusu Merzifon Amerikan Kolejidir.

Amerika Birleşik Devletleri’nde 1820 yılında kurulan (BOARD) Amerikan Board of Commissioner for Foreign Missions teşkilatının kurulması ve 1840 yılında Padişahtan alınan izin ile İstanbul’da Robert Koleji ve Amerikan Kız Kolejini kurmuşlardı. Bununla yetinmeyerek Anadolu’da bu okulların devamı olan Merzifon Amerikan Koleji merkez kabul edilerek HARPUT EUPHRATES Koleji ve ANTEP KOLEJİ faaliyete geçirilmiştir.

Osmanlı İmparatorluğunun Batılı anlamında en ileri derecede eğitim – öğretim veren bu kurumlar bölgemiz hayatımıza girmiş oldular.

Merzifon Amerikan Kolejinde,

1865 yılında Eliza Fritcher direktörlüğünde Kızlar okulu açıldı daha sonra,

1871 yılında Charles Carplin Tracy direktörlüğünde High School (ortaokul) 200 öğrencisi vardı

Anatolia Girls Sc. (Kızlar okulu) 1886’da 250 öğrencisi vardı

Anatolia Koleji (Lise) 1886’da 280 öğrencisi vardı

Anatolia Akademia (Fakülte) 1886’da 135 öğrencisi vardı

1912 yılında açılan 1600 yataklı Kolej Amerikan Hastanesi muhteşem ve halen dimdik ayakta duran binası ve kadrosu ile Merzifon halkına ve öğrencilere hizmet sunan o dönemin en faydalı bir kurumu idi.

Bugün hayatta olmayan Annem-Babam bu hastanenin gezici hekim ve hemşirelerinin her hafta salı ve perşembe günleri kapı kapı mahalle mahalle dolaşarak hastaları ziyaret ettiklerini anlatır ve o yılların özlemini içlerinde hissederlerdi. Kolej Hastanesi din ayrımı gözetmeksizin herkese sağlık hizmeti sunuyordu

Kolejin hastanesinin dışında gene muhteşem mimarisi ile kütüphane ve müzesi, telgraf gönderme bürosu, meteoroloji istasyonu, konser salonları, iş öğrenme atölyeleri, ekmek ve pasta yapan fırını ve de hayvanat bahçesi vardı.

Binaların tümünde kalorifer vardı. Acımasız Taşan Dağının soğuğu ve karını binalarda yaşanılmaz hissettirmemesi, asansör çok katlı binaların temel uygulaması imiş

Kaloriferlerin kömürünü sağlamak için Merzifon’un 15 km dışında Çeltek bölgesinde Kolej kömür damarları bularak buradan elde edilen kömürü Kolej ve fakir halka ücretsiz dağıtarak hizmet sunuyordu. Halen günümüzde Yeni Çeltek – Eski Çeltek kömür işletmeleri olarak faaliyet gösteren ocaklarını bulan Kolej ekibi idi

Kolej öğretmeni Dr. TRACY, Merzifon toprağının Marsilya tuğlası ve kiremit yapımı için uygun olduğunu öğrencilere ve halka tuğla ve kiremit yapımını öğreterek kerpiç evlerden, Marsilya tuğlalı ve kiremitli evlere kavuşturdu. Merzifon’daki tuğla ve kiremit ocaklarının sayısı bugün otuza yakın olup halen ticari değerini sürdürmektedir

O yıllarda yeni yıl kutlamaları Kolejin etkisi ile halk arasında coşku ile kutlanırmış. Yeni yılın en önemli yemeği TÖK = TURKEY (Hindi) idi.

Hindinin ismi Merzifon’un eski kuşağında TÖK idi. Yabancı misyon TURKEY COQ diyordu. Hindi ismi 1960’lı yıllardan sonra halkımızca kullanılmaya başlandı. Merzifon’da TÖK kesip yiyelim sözünü herkes hindi yemek olduğunu bilir. Neden TURKEY COQ, halkımız TÖK demiştir bilemiyorum. Söylemesi kolay olduğu içindir belki. Ancak halkımızın günlük kullanımında yüzleri bulan İngilizce sözlük halen kullanılmaktadır.

Halkımız Müslüman – Gayrimüslim ayırımı nedir bilmezken, Merzifon’u çevreleyen en lezzetli üzümler ve meyvelerini yetiştiren bağlarından pazarı keyfini yaşarken, Osmanlı İmparatorluğu 4 Ağustos 1914 yılında seferberlik ilan etti. Okula ve hastaneye el konuldu. Kolejin erkek bölümü kapatıldı ve bu bölüm Yunanistan’ın Selanik şehrine taşındı. Öğretmenler ve öğrenciler askere alındı. Sadece Kolejin kızlar bölümünün faaliyetine izin verildi. O da 1938 yılına kadar faaliyetini sürdürdü ve kapandı.

Böylece eğitimde, sağlıkta ve halka hizmette bir devir böylece kapandı. Şimdi Kolejin binaları Amasya Üniversitesinin kullanımına bırakıldı. Ancak bu üniversite eğitim ve öğretimin dışında halkın sosyal ihtiyaçlarına yönelik kolej gibi çalışmalar yapıyor mu bilmiyorum.

Yazımın başında 1919 senesinde İngilizlerin işgal ettiğini not ettiğimi hatırlayacaksınız. Sinsice, derinden kışkırtarak, silahlandırarak binlerce yıllık komşuluğu yok ederek Müslüman- Gayrimüslim gerginliği telafisi mümkün olmayan olayların başlangıcı olmuştur. Güçler şehrin boşalmasını ve 88 binlik bir şehir 8 ila 10 bin kişilik özelliği olmayan bir halka bırakılmıştır. Cumhuriyet dönemindeki çalışmalar da o müstesna kültür birikimini asla geri getirmedi.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —