Ulaş Kaya

Tarih: 02.10.2025 15:50

TBMM’de 1 Ekim deşifresi: Kulisler, izlenimler, mesajlar

Facebook Twitter Linked-in

Meclis’te yeni yasama yılı ana muhalefet partisinin eksikliğinde, stratejik hamleler, renkli görüntüler ve şifreli mesajlarla başladı.

İç cephe

Bilindiği üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump’la gerçekleştirdiği görüşmenin yankıları sürerken özellikle Filistin ve Suriye’de yaşanan gelişmeler iç cephenin güçlü tutulmasını zaruri hale getiriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis açılışında yaptığı konuşmanın ana fikrinde de bu düşünce vardı. Konuşmasının kısa bir bölümünde üstü kapalı da olsa ana muhalefete eleştiriler yöneltse de genel hatları itibarıyla “partisiz cumhurbaşkanı” profilini andıracak yumuşaklıkta ve kapsayıcılıkta konuştu Erdoğan.

Akşamki resepsiyonda, programa katılan tüm muhalefet liderleri de dahil olmak üzere tören salonunun toplantı odasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yan yana verilen görüntü de esasında bu mesajı güçlendirme amacını güdüyordu.

Hatırlatmakta fayda var; benzer bir tabloyu, geçtiğimiz yıl yerel seçimlerin hemen ardından 23 Nisan’daki resepsiyonda da görmüştük. Özgür Özel’in de yer aldığı o fotoğrafın ardından siyasette “yumuşama” ve “normalleşme” adımları atılmıştı.

Meşruiyet

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın açıklamasıyla alevlenen “meşruiyet” tartışmaları da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasındaki en önemli satır başlarından biriydi. Öyle ki konuşmasının farklı noktalarında tam 3 kez bu konuya değindi. Halk oylarıyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olduğunu vurgulayan Erdoğan’ın, bu konu hakkındaki en net tutumunu siyasi meşruiyetin simgesi olan TBMM çatısı altında dile getirmesi de bir mesaj olarak yorumlanabilir.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da açılış konuşmasında “meşruiyet” mesajını güçlü bir şekilde dile getirerek, “Meşruiyet tartışmaları TBMM için yok hükmündedir. TBMM meşruiyetin kaynağıdır. Milletten başka hiçbir güç meşruiyet sağlayamaz" dedi.

Barrack’ın gelen tepkilerin ardından “Meşruiyet derken herhangi bir siyasi anlamı değil, saygıyı kastettim” diyerek sözlerini düzelttiğini de bir dipnot olarak belirteyim.

Dejavü

Terör örgütü SDG’nin Suriye Geçici Hükümetine entegrasyon süreci, İsrail’in Orta Doğu’daki yayılmacı politikası ve Suriye’yi tehdit eden adımları bölgedeki tansiyonu yükseltirken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye’ye yönelik “dejavü” çıkışı da durumun hassasiyetinin anlaşılması adına önemliydi ve bana kalırsa konuşmanın en çarpıcı mesajıydı.

Kulisler, dedikodular, renkli anlar

Bizim de Hürgün ekibi olarak tüm gün boyunca yerinde takip ettiğimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin koridorlarından yansıyanları, konuşulanları, göze çarpanları ve gözlemlerimi şöyle özetleyeyim:


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —