Bengü Tonyalı

Tarih: 26.05.2025 09:39

Hapı Yuttuk

Facebook Twitter Linked-in

Çalışma hayatımın 15 senesi sağlık sektöründe geçti. Eski bir sağlık çalışanı olarak algıda seçicilik mi dersiniz, yoksa Japon felsefesine  yakınlığımızın etkileri mi bilemiyorum ama fena takmış durumdayım sağlığımızı korumanın, hastalanmadan önlem almanın, ilaca, hastaneye ihtiyaç duymadan önce neler yapabileceğimizi öğrenmenin önemine… İyiden iyiye bileniyorum, neden böyle oluyor da , internetten teşhis arayan, sosyal medyadan tedavi tavsiyeleri alan yapay zeka ile ünlülerin sesinden reçete yazdıran, ne olduğu belli olmayan ilaçları alış-veriş sitelerinden alıp yutmak zorunda kalan ve buna müsaade eden sisteme dahil olan her şeye ve herkese…

Peki ne yapmalıyız? Oturup kızmakla olmuyor, çözüm üretmek gerekiyor. Gene kolektif bir çalışma şart.. Milli Eğitim Bakanlığımız ve Sağlık Bakanlığımız kol kola sistemimiz içerisine almamız gereken, müfredatlarda yer alması hayati önem taşıyan “Sağlık Okur Yazarlığı” ve “Önleyici Sağlık Hizmetleri’

Bu öyle bir şey ki hastanelerin, eczanelerin, doktorlarımızın, tüm sağlık çalışanlarının yükünü azaltacak, hepimize iyi gelecek bir sistemin parçası ve bilinçlenmenin yolu.

İlk öğrenmemiz gereken “ACİL” olayı, hastanelerimizin acillerine gidenlerin gerçekten acil olma oranı %20 , yani % 80’i acile gitmesi gerekmiyor, nereye gideceğini bilemediğinden veya kısa yol arayan poliklinik randevusu alamayanlar koşa koşa Acil’in kapısında buluyor kendini. Tırnağı kırılanın çözümü Acil kapısı değil, bunu da “Sağlık Okur Yazarlığı ‘öğretecek.

İkinci önemli konu “AŞI” aşının ne olduğu, niçin yapıldığını, faydaları, yan etkileri gene bu derslerin sonucu öğrenilecek

Bu kadar göç alan güzel ülkem için bu mesele, Türk Toplumunun Sağlık Öğretisi için Ulus Kampanyası olmalı..

Üçüncü konumuz çok sevdiğimiz ANTİBİYOTİK’ler ve AĞRI KESİCİLER

Bu ilaçların reçetesiz içilmemesi ve içilirse bizi nasıl riskler bekliyor, bunun öğretilmesidir. 

Dördüncü önemli konumuz ise Alternatif tıp adı altında yapılanlar ve “TAVSİYE” ilaç kullanımı.. Aktardan, komşudan, televizyon kanallarından alınan ot, kaplumbağa kanı, minare gölgesi, kertenkele ayağı…

Burada başıma gelen bir olay aktarayım, biraz gülelim ağlanacak halimize… Bölge ziyaretlerim sırasında bir öğlen Adana’dayız, kebapçıya gidildi. Sırasıyla yeşillikler arkadan kebaplar, tatlılar tabi genciz, koşturuyoruz, ekip de iyi… Yenildi, içildi. Sıra hesaba geldi, tam o sırada ortaya bir tabak geldi.. Tabağın içinde çeşit çeşit ilaç vardı, yanında da hesap! Anlayamadım, karanfil ikram edilir, naneli sakız belki ama bu ilaçlar da neyin nesi derken, garson “Hazım Tabağınız” demez mi! Şaşkınlığım iki katına çıktı.. 

Bunu da gördük diyerek biraz da nasihat ederek, hesabı ödeyip çıktık, ne diyelim…!

 Fiziksel ve ruhsal olarak daha sağlıklı bir toplum olmak için eğitim şart.

"Sağlık Okur Yazarlığı" ve “Önleyici Sağlık Hizmetleri’ dersleri İlköğretimden başlamalı ve Japonlar gibi hareketli yaşam felsefesi hayatımızın her aşamasına eklenmeli, “Shinrin Yoku” Türkçemizde Doğa ile Yıkanış anlamına geliyor. 

Kısaca yeşilin hakim olduğu bir ormanda, parkta yürüyüş yapmak, basit egzersizler  ve havasını içimize çekmek. 

Duyularımızı açmak ve kendimizi eğitmek adına, gerekirse bir ağacın gölgesinde oturup bunları düşünelim, boş yere “Hapı Yutmayalım”


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —