Sedat Altunay

Tarih: 02.10.2025 14:56

Ayı – Ursidae

Facebook Twitter Linked-in

Latincede URSUS, Eski Yunancada da ARKTOS olarak ifade edilir.

Çok büyük cüsselerine rağmen sevimli ve dost hayvanlardır. İnsanlara karşı saldırgan değillerdir. Ancak tehlike hissettiklerinde saldırgan olurlar. Gözleri fazla görmez, ancak koku alma duyguları çok gelişmiştir. Ormanlar için çok verimli tohum dağıtıcısı ve çevre dostudurlar. Meyve, kuruyemiş, yabani bal ve orman meyvelerini bolca tüketen, et yiyen memeliler sınıfına girerler. Nesilleri gittikçe azalan ve gelişmiş ülkelerce koruma altına alınan ayıların çok çeşitli cinsleri bulunmaktadır. Kutup Ayısı, Panda, Bozayı, Malaya Ayısı, Asya Kara Ayısı, Melursus Ursinus ayısı olarak tabiatta varlıklarını sürdürürler.

Bizim ülkemizde de boz ayılar bulunmaktadır. Ormanlarımızın efendisi, orman köylülerimizin ve Orman Muhafaza Memurlarının dostlarıdır. Onlara zarar vermezler.

Ayılar siyasal dünyamızda da yer almışlardır. Cumhuriyetimizin kurucularından çok değerli Devlet Adamı merhum İsmet İnönü’ye 5 Haziran 1964 tarihinde Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi karşısında o dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Lyndon B. Johnson tarafından müttefiklik ve dostluk anlayışına sığmayan, diplomasi terbiyesinden uzak bir mektup almıştı.

Bu mektup ülkemizde çok büyük bir tepki almış ve Türk–Amerikan ilişkilerinde bir çözülmenin başlangıcı olmuştu

O dönemde Koalisyon Hükümetinin Başbakanı olan İsmet İnönü’ye Johnson mektubu ile sorulan bir soruya verdiği anlamlı ve yoruma açık cevabı çok ilginçtir:

“Büyük devletlerle siyaset yapmak, ayı ile aynı yatağa girmeye benzer.”

Sözleri ile İnönü; siyasetçilerimize, diplomatlarımıza ve devletimizi yönetenlere çok önemli bir mesaj vermiştir.

Ben ne siyaset bilimci, ne de diplomatım. Sade, yaşlı bir vatandaş olarak gözlemciyim. Benim önerim; ülkemizi yönetenlerin büyük devletlerden Amerika, Rusya, Çin ve de bilhassa İngiltere’den uzak durmak ve ilişki mesafesini komşuluk, ittifak anlaşmaları ve ticari menfaatlerimiz seviyesinde tutmak olmalıdır.

Aksi takdirde sınırsız istekler, saygısız tutumlar, ülkemizi küçük gören anlayışlarla karşılaşabiliriz. Onuruna ve gururuna çok düşkün olan Türk insanını üzebiliriz.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —