Bu, günümüzden 1750 yıl önce yaşamış ünlü Arap dil bilginlerinden (âlimlerinden) AHFEŞ EL-EVSAT doğumu Belhli’li olmasına rağmen, eğitimin ve bilimin merkezi olan Basra’da yaşamış ve Basra Dil Okulu’nun (mektebinin) en tanınmış bilim (âlim) insanlarından birisi olmuştur.
AHFEŞ okul dönemi çocukluk yıllarında derslerine çok çalıştığı halde bir türlü başarılı olamıyormuş.
AHFEŞ’in bu haline gören hocası Sibeveyh, AHFEŞ’e şu öneride bulunmuş:
“Okuyup ezberlediğin derslerinin aklında kalabilmesi için bunları birilerine anlatman gerekir. Başarın için bu şarttır.” demiş.
AHFEŞ de her okuduğunu karşısına kim çıkıyorsa onlara anlatmaya başlamış.
Bu durum o kadar rahatsız edici bir hâl almış ki, AHFEŞ’i gören herkes ondan uzaklaşmaya, çok yakınları da mazeret üreterek dinlememeye başlamış.
Bu durum AHFEŞ’i çok üzmüş ve kendisini yalnızlığa mahkûm etmişti.
AHFEŞ’in babası, evladının bu durumuna bir çare bulmak amacıyla pazara gidip bir keçi satın almış ve keçinin başına bir urgan (ip) bağlayarak AHFEŞ’in her okuduğunu keçiye anlatmasını ve anlatılanların doğru olduğunu kabul ettirmek için de keçinin başına bağlanan urganın (ipin) çekilerek başının sallanmasını istemişti.
Bir süre sonra AHFEŞ’in sevimli keçisi, her anlatılanı onaylamak için urgana bile gerek kalmadan başını sallayarak AHFEŞ’e yardımcı olmuştur.
Bu yaşanmış olay asırlarca anlatıla anlatıla, yazıla yazıla bizleri bu günlere kadar getirmiştir.
İster tüm dünyada, isterseniz ülkemizde söylenen bir şeyi anlamadan başlarını sallayarak tasdik edenler, konuşulanları dinlemediği hâlde dinlemiş gibi yapıp baş sallayanlara “AHFEŞ’in keçisi gibi baş sallıyorlar” sözü söylenir.