Vardır böyle muziplikleri…Adı misafirse ve kapıma gelmişse bizdeki görgü ve adap nasıl onu dışarıda bırakır diye düşünmeye başlamıştım.
Neyse uzatmayayım o zaman apartmanda oturuyoruz, ikimiz de yoğun çalışıyoruz, akşam oldu kapı çaldı karşımda eşim , tam eee misafir nerede diyecektim ki ayağımın dibinde kapkara bir kulağı aşağıda bir kulağı yukarıda heyecan içinde minik mi minik bir kurt köpeği, yüzüme baktı ve anında kapı eşiğine çişini yaptı heyecanla…çok şaşırmıştım ama göz göze gelmeye gör böyle bir yavru ile , ilk defa bir kurt köpeğim olmuştu o an ne mümkün dışarıda bırakmak benim gibi bir hayvan delisi için, içeriye almamıştım, içime almıştım.
Yeni evli çiftler hele biraz da zevk sahibi iseler bilirler, kombinler, yastıklar, çalışma masaları, dekoratif objeler o zaman özene bezene yapıyorsun. Hele bir de yazar çizer tayfası denen cinstenseniz ayrıntı daha da fazla oluyor.
Biz de bir çalışma odası hazırlamışız kendimize, perdenin deseninden yastıklar, postlar, kilimler…
İşe gideceğiz ne yapalım minnacık bir şey
Koyalım bu odaya dedik ve kapattık kapıyı çıktık.
Sonrası film sahnelerinde kuş tüyü yastıklarla kavga eden çiftlerin odası gibi, perdelerin kenarları yenmiş, yastıkların tüyleri odanın her yerinde, kilimler parça parça, koltuklar hafif kemirilmiş, not kağıtları defterler itina ile parçalanmış, kitap kapakları koparılmış velhasıl kendisi boyuna posuna bakmamış iyice eğlenmiş bizim odayla… kapıyı açtığımda tüm bu karışıklığın içinde bir çift mahsun kara göz bana bakıyor ve tabiki gene şarrrr, bu adet oldu beni her görüşte çiş olayı..
Tin tin tin peşimde… kızamıyorsun o gözleri ile herşeyi söylüyor ve yaptırıyor size…
Dedim ki bunun adı Kara olduğu için durum böyle. Ne de olsa askerde doğmuş, sert bir ismi olmuş normal. Anne Adana üssünde bombacı Alman, Baba Belçika…
İstanbul’a gelme ayrı bir macera.
Madem gelmiş bize, evimize adım atmış artık o bir İstanbul leydisi, leydi dedimse gerçekten sertifikalı bir leydi oldu. Kendisi en iyi kennes’lerden birinden mezun oldu, o da yetmedi, sırf kızımız olacak diye ön hazırlık “Yüksek Sadakat Eğitimini” de tamamladı. Sadece “kibar al” dememle o koruyucu dişlerini nasıl küçülttüğünü görseniz şu insanoğlunun kabalığına şaşırırsınız. Kuzumun başında bekleyip ilk adımlarını attıran bir kurt köpeği oldu.
Tüm bunlardan sonra artık o Asil bir Asenaydı…
İsmine, Asil’e yakışır bir evi olmalıydı, oldu da…
Gençliğinde tüm mahalleyi bu evin kapısına toplaması ve komşumuz Özkan Uğur ile onun deyimi ile basbariton bağrışması, onu kızdırması da Asil Hanım’ın eğlence anlayışıydı…
Şimdi düşünüyorum da o tarafta komşu onu tanıyan bir Özkan Abi var…
O zaman bağıralım “ben geldim” Hav havhav hav havhav ama basbdariton olsun lütfen…!