Yankı Odasından Çıkmanın Yolları: Organik içerik

Sosyal medya çağındayız. Bilgiye erişmek kolaylaştı derken, onu gerçekten duymak neredeyse imkânsız hale geldi. Çünkü duyduğumuzun yankısı hep bizden…

İçinden çıkılmaz bir kamp düzeni kurduk. Herkesin bir tarafı, her fikrin bir safı, her konunun bir cephesi var artık. Ve böyle bir dünyada, ortak akıl değil, taraf, sadakati belirliyor; neyin doğru, neyin tartışılmaz olduğunu.
Bir motor kullanıcısı olarak yaşadığım kişisel deneyimden yola çıkarak başladığım tartışma ile önceki yazılarda yankı odası kavramının Türkiye'deki başat epistemolojik sadakatle birleşerek uzlaşı kültürünü nasıl imkânsızlaştırdığını anlatmıştım. Bu yazıda ise çıkış yollarını, en azından benim deneyip fayda gördüğüm yöntemleri paylaşmayı hedefliyorum.


Eskiden alternatif fikirlere ulaşmak görece kolaydı. Birkaç kitapçıya uğrayıp, farklı dergiler edinmek yeterliydi. Ancak günümüzde algoritmalar bize yalnızca duymak istediklerimizi ya da daha da korkuncu, algoritmaların duymamızı uygun gördüklerini gösteriyor. Filtre balonları; yani sosyal medyanın görünmez süzgeçleri, bizi aynı düşüncelerle kuşatılmış derin kuyulara hapsediyor. Bu odada karşıt sesler düşman, soru işaretleri tehdit sayılıyor. İlk adım, bu filtreyi delmek. Ama yalnızca farklı bir lideri izleyerek değil. Çünkü asıl bilinmesi gereken, o liderin dedikleri değil, taraftarlarının duyduğu yankı. Ama sakın bu balonu patlatmayı kolay sanmayın, zira farklı kamptan birilerini izlemeye başlayınca yakın çevreniz, “Dur sakın onu takip etme, bu fikirlerin yayılmasına neden olacaksın.” diye size mahalle baskısı yapacak, durdurmaya çalışacak.


"Yankı odasını delmenin yolu, mahalle dışındaki sıradan insanları dinlemektir."
İkincil çevre burada çok işlevsel; az görüşülen kuzenin eşi, mahalledeki bakkal, eski okul arkadaşları… İşte asıl farklı sesler oralarda. Ancak sadece takip etmek yetmez; maruz kalmak, tahammül etmek, dikkatle dinlemek gerekir. Zira algoritma ne kadar etkileştiğine bakar ve uzak durduğun postları göstermeme eğilimine girer. Akışını ve perspektifini değiştirmek için, yılmadan ilgiyle diğer mahallenin insanlarını dinle, sabırla ilgi göster.


Ama güvenilir bilgiye ulaşmak için başka bir şeye daha ihtiyaç var: organik içerik. Yani, bir düşünce fabrikasının ürünü olmayan, kendiliğinden doğmuş, özgün içerikler. Burada, Antonio Gramsci’nin organik entelektüel kavramını dijital dünyaya uyarlamak istiyorum. Gramsci bu kavramı, geleneksel toplumun elitist düşünürlerini eleştirmek ve elitistlerin yerini almasını istediği, içinden çıktığı sınıfla bağını koparmamış, onların sözcüsü olabilmiş düşünürleri anlatmak için geliştirir. Bense bu kavramı, Laclau ve Mouffe’un özcülük eleştirilerini dikkate alarak, günümüzün çok katmanlı kimlik yapısının içindeki aktörleri tanımlamak, bu aktif tartışma alanında fikirlerindeki değişimi saklama gereği duymayan, geçirdikleri fikrî dönüşümü açıkça ifade etmekten kaçınmayan bireyleri tanımlamak için kullanmak istiyorum. Yankı odalarının birer düşünce hapishanesine dönüştüğü günümüzde, organik entelektüel: Fikirlerini sorgulamaya devam eden, kökenini saklamayan, bilgiyle yorumu birbirine karıştırmayan düşün insanlarıdır.
Shakespeare’in Hamlet’te dediği gibi: “Bir insanı tanımak istiyorsan, çelişkilerine bak.”
İşte tam da bu yüzden, kendi fikirlerini sorgulamış, dönüştürmüş ama üretmeyi bırakmamış Murat Bardakçı ve İsmail Saymaz gibi düşün insanlarını takip etmenin önemli olduğunu düşünüyorum. 


İlk bakışta ideolojik yelpazenin farklı uçlarında konumlanmış gibi görünen bu iki isim, aslında pek çok ortaklık taşıyor. Bardakçı’nın ailesi, Cumhuriyet dönemi bürokrasisinden iş dünyasına, Mason localarından Mevlevi tekkelerine kadar uzanan kozmopolit bir kökene sahip. Bardakçı bu kökeni inkâr etmeden, kendini bu yapıların dışında ve bağımsız bir yerde konumlandırıyor. Benzeri şekilde, İsmail Saymaz gençliğinde Rize’de Ülkü Ocaklarına üye olduğunu, ailesinin muhafazakâr yapısına rağmen Bülent Ecevit’i desteklediklerini açıkça dile getirir. Günümüzü analiz ederken, aile geçmişini değerli bir veri kaynağı olarak kullanır.


Farklı kökenlerden gelseler de bilgiye ve etik duruşa verdikleri önem; kökenleriyle barışıklıkları ve ürettikleri içerikteki titizlikleri ortak. Elbette bu iki isimle her konuda hemfikir değilim. Dürüstçe söylemek gerekirse, televizyona verdikleri röportajlarda ya da bazı demeçlerinde, yer yer rahatsız oluyor, pek çok meselede ayrışıyoruz. Ancak eserlerine baktığımda durum değişiyor, bilgi üretim süreçleri bende derin bir saygı uyandırıyor: Saymaz, dava dosyalarını inice ince işleyerek gündem tartışmalarının tarihçesini çıkarıyor. Bardakçı, ortaya çıkardığı arşiv belgelerini işleyerek Türkiye tarihinin nabzını tutuyor. Yazdıkları her satırı süzen bu insanlar, bilgiyle yorumu karıştırmıyor. İşte bu nedenle, yankı odalarından çıkmak ve zihinsel filtrelerimizi yeniden yapılandırmak istiyorsak, herhangi bir kampa sadık olmayan, cesurca fikirlerini savunan kişilere kulak vermeliyiz. Çünkü hakikate giden yol, çoğu zaman çelişkilerin kıvrımlarından geçer.


Kamp düzeninde hakikate ulaşmak, sisli bir dağ yolunda farları kapatıp ilerlemeye benzer; ışığı kendi içinden yakman gerekir.
Bu yazının amacı, hakikate giden yolda yöntem arayanlara bir iz düşmek. Yankı odasından çıkmak isteyenler için bazı yollar, bazı isimler, bazı çabalar... Eksiktir belki, ama denenmiştir. Haftaya gündeme dönerek, toplumsal düşünme şeklimize odaklanmak ve eleştirel düşünceden bahsetmek istiyorum. Çünkü çözüm yalnız bireyde değil, bireylerin birbirini dinlemeyi öğrenmesinde.


Mehmet Demiray

29.05.2025 11:11:00


Ayvalık’ta zincirleme kaza: 1’i ağır 5 yaralı

Manisa’da 91 motosiklet trafikten men edildi

İsrail ordusu Lübnan’a saldırdı: En az 2 ölü

Çiftlik evinde baltayla öldürülmüş halde bulundu

Tır otomobili biçti: 1 ölü, 1 yaralı

Tokat’ta darp edilen genç kadın hayatını kaybetti

Yasal sınırın 5 katı üzerinde alkollü yakalandı, "Asgari ücretle çalışıyorum" dedi

KKTC Başbakanı Üstel Bursa’da iş insanlarıyla buluştu

Osmaniye’de sağanak yağmur hayatı olumsuz etkiledi

Emniyet Müdürü Arıbaş motosiklet sürücülerine seslendi: "Samsun’da kask duyarlılığı oluşturalım"

Samanlıkta başlayan yangın ahşap eve sıçradı

Ayağına ağırlık bağlayıp denize atladı

Solunum sıkıntısı yaşayan bebek ambulans helikopterle Van’a sevk edildi

Pazarcı esnafı tarafından kızının yanında darp edildi

Parkta ayağı oyun grubu demirlerine sıkışan çocuk, itfaiye ekiplerince kurtarıldı

Akaryakıt istasyonundaki görevliyi döverek hastanelik eden 3 şüpheli tutuklandı

Atılay Canel: "Hak ettiğimiz bir galibiyet aldık"