Yuvada başlayan gösteri sanatları ilkokulda Tiyatro Kulübü ile devam etti. Sanat ne kadar ailede öğretilip gösterilse de çocukluktan gelme, içinden gelme gibi kavramların doğruluğunu ben onda gördüm. Şu anda 10 yaşında ve BKM Mutfak’ta Tiyatro eğitimi almaya devam ediyor.
Tiyatro duyguların en çok aktarıldığı yer. Tanımını yap derseniz; bana göre Tiyatro, insanın sahnedeki insana bakarak kendi hikâyesini görmesiyle şekillenen bir görsel şenlik.
Antik Yunan tragedyalarından Shakespeare’in sahnelerine, oradan da modern deneysel performanslara kadar uzanan bu sanat dalı, zamanın ruhuna elbet uyum sağlayacak.
Aslında bakarsanız, Teknolojinin gelişimiyle birlikte tiyatro, geleneksel sahne ile dijital dünya arasında yeni bir denge kurmaya başlıyor. Pandemi bu geçişi sağlayan en büyük etkenlerden biri. Oyunlarını çevrimiçi platformlarda sergileyerek ayakta kalmayı başardı. Bu süreç, sanal tiyatro kavramını hayatımıza soktu ve mekân bağımsız performansların da mümkün olduğunu gösterdi. Bugün hâlâ birçok tiyatro, oyunlarını hem fiziksel sahnede hem de dijital ortamda sunarak daha geniş kitlelere ulaşıyor.
Ayrıca performans sanatları, interaktif tiyatro, artırılmış gerçeklik ve yapay zeka destekli anlatılarla daha deneysel bir alana kayıyor. Seyirci, hikâyenin bir parçası hâline geliyor. Durum böyle olunca AI’ye sormadan edemedim , neticede insan odaklı ve duygu yansıtan bir sanatın , yapay zekadaki yerini merak ediyor insan?!
Ben de zekâsını biraz zorlamak istedim açıkçası ve sordum…
Shakespeare hakkında, popüler ama pek de doğru olmayan bir efsaneyi kastederek, kötü performans sergileyen oyunculara domates, yumurta, lahana gibisinden sahneye meyveler, sebzeler atılır mıydı?
Bana direk “İlginç bir konsept! “ cevabını verdi.. Yapay zeka beni ilginç buldu…
Gelelim hikayesine,
Muhtemelen sonradan uydurulmuş bir mizahi hikâye olabilir, tarihsel bir kanıtı yok ama bugüne özel biraz tebessüm.
Tiyatro’nun zor dönemden geçtiği günlerde Shakespeare’in bizzat kendi oyunları için, tiyatro binasının içinde çürük domates de satarak, oyunlardan elde ettiği geliri arttırdığını aktaran bir hikaye.
“Madem atacaklar bu çürük domatesleri, bari benden alsınlar!”deyip, çevre köylerden domatesiyle gelen seyirciye daha fazla “zahmet olmasın” diye domatesleri de tiyatronun bünyesinde satmaya başlamış.
Sanat ile ticaret biraz da hikaye… ama bana bir de görsel hazırlamış.
Kadını, erkeği herkesin başrol oyuncusu olduğu Dünya denen bu sahnede; Teknisyenlerden oyunculara, ışık tasarımcılarından yazarlarına kadar ne kadar tiyatroya emek veren varsa herkesin Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun.