Bu Asambleye dünyanın çeşitli yerlerinden gelen ve 2005-2006 yılları arasında 71 Bölge Guvernörü olacak 532 aday toplanmış ve Türkiye’den 2430 bölge adına (İstanbul-Trakya-Körfez) ben, 2430 bölge adına (Anadolu-Azerbaycan) Melih Tokatlıoğlu ve eşlerimiz katılmıştı.
Bu asamble bir eğitim asamblesi idi ve yeni dönemin hedefleri burada ele alınacak ve başarılı Guvernör adayları, yani bizlerin Guvernör olup olmayacağı kararlaştırılacaktı.
Gelecek dönemin Dünya Başkanı İsveçli bir Roteryendi. 8 konuyu kapsayan dönem hedefleri arasında;
“Dünyada su sorununun ele alınması” konusu vardı.
Bizlere Guvernör adaylarına dünyada su sorunu konusunda eğitim veren Direktör Roteryen konuşmasının bir bölümünde bana yönelik bir soru sordu.
“Ülkenizde şimdi ve gelecekte su sorunu var mı?” dedi.
Ben de aklım olmayan ve basit kelimelerle İngilizce olarak “Ülkem Türkiye’de bir su sorunu şimdi ve gelecekte olmayacaktır” dedim.
“Niçin?” dedi.
Ben de “Ülkemizde dağlarımız karlarla dolu, nehirlerimiz, ırmaklarımızın suları denizlere akıyor. Son yıllarda en büyük barajları biz inşa ettik. Yeraltı sularımızı o kadar çok ki nereye sondaj vursak su çıkıyor” dedim.
Direktör Eğitici Roteryen bu çok kötüdür bir tespittir.
“Ülkeniz 15-20 yıl içinde önlem almazsanız büyük su sorunu ile karşılaşacaksınız. Dünya Asamblesi bitip ülkenize ve bölgenize dönünce bunu Rotary kulüpleriyle ve uzmanlarla paylaşın ve yetkilileri uyarın” dedi.
Ben de direktöre başka bir şey diyemedim. Çünkü Guvernörlüğüme not verecek olanlardan birisi de bize bu konuda ders veren eğitimci direktördü.
Ancak bu insanların da bir bildiği vardır herhalde diyerek “Su sorunu konusu” notlarımı saklayarak yurda dönüş için konferansın yapıldığı otelin resepsiyonunda bizi havaalanına götürecek arabayı beklerken şimdi aramızda olmayan rahmetli, Türkiye adına direktörlük yapan Örsçelik Balkan ve yanında su konusunu tartıştığımız Eğitim Direktörü beni yolcu etmek için geldiler ve Rotary kurallarında yer almayan bu vedalaşmanın amacının altını çizerek:
“Siz Guvernör, ülkenizin en etkili ve 82 kulübünü temsil ediyorsunuz. Lütfen ısrarla söylüyorum, bölge kulüplerinizde bu konuyu önemle işleyin. Rotary’nin en önemli görevi budur.” dedi.
Vedalaştık ve ülkeme döndüm.
1 Temmuz 2005 yılında Guvernörlük görevini devraldığımda 82 kulüp başkanına uluslararası Rotary Başkanının 8 hedeflerinden birisi olan “Su sorunun ele alınacağı” Eylül ayında bir konferans düzenleneceğini ve bu konferansa uzmanların ve Roteryenlerin katılması için üstün bir çaba sarf edilmesini rica ettim.
İstanbul-Maslak’taki bir otelin konferans salonunda bu toplantı yapıldı ve durum çok daha vahim ve karamsar bir şekilde ortaya kondu.
Konferans sonuç bildirgesini ilgililere ve tüm Roteryenlere ileterek tarihi bir görevi üstlenmiş olduk.
Aradan 20 yıl geçti ve başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere bütün şehirlerimizde su sorununun baş gösterdiği, su kısıtlamalarına başlandığı ve konunun yukarıdaki tanrıya havale edilerek yağmur ve kar yağması için umutlarla beklendiği bir dönemi yaşıyoruz.
Komşumuz İran yönetimi eğer yağmur yağmazsa su kıtlığı nedeniyle başkentleri Tahran’nın boşaltılacağını belirtiyor. Hadi bizim petrolümüz, doğalgaz gibi yeraltı servetimiz yok, siz İran bu zenginliğinizle Katar’ın, Umman’ın, Birleşik Arap Emirlikleri’nin, Suudi Arabistan’ın yaptığı yaparak deniz suyundan normal su elde edemiyorsunuz. Zenginliğinizi başka amaçlarla kullanacağınıza öncelikle su, enerji, kanalizasyon, eğitim, sağlık konularına vererek örnek ülke olabilirsiniz.