Dizinin bir önceki bölümünde birbiriyle kanlı bıçaklı olan karakterler bir sonraki bölümde en sıkı dost olur, sarsılmaz denilen ilişkiler bir anda yıkılıverirdi. Her yeni bölüm hayatın doğal akışına aykırı bir sürprizi beraberinde getirir, izleyicinin şaşırma duygusunu köreltecek olaylar birbirini izlerdi.
Aradan yıllar geçti, bir zamanlar reyting rekorları kıran pembe diziler zamanın ruhuna yenik düştü ve televizyon ekranlarından silinip gitti.
Siyaseti yakından takip eden bir gazeteci olarak günümüz siyasetinde yaşananlar çocukluk yıllarımdan hatırladığım o kekremsi tadı bırakıyor zihnimde.
Erdoğan-Özel
Henüz 10 ay önceydi, CHP Genel Merkezi’nde Cumhurbaşkanlığı forsu göndere çekildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan tam 18 yıl sonra CHP’yi ziyaret ediyordu. Özgür Özel, Cumhurbaşkanını kapıda karşıladı. Kırmızı halıda birlikte yürüyüp gazetecilere el salladılar. Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a memleketi Manisa’dan getirdiği mesir macununu ikram etti. Karşılıklı dostluk mesajları verildi.
O saadet dolu günlerin üstünden henüz 1 yıl bile geçmedi ama 100 yıllık öfke birikti. Öyle ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın henüz 10 ay önce konuk olduğu CHP’ye kayyum atanacağı iddiaları ortaya atıldı. 10 ay önce Cumhurbaşkanlığı forsunun dalgalandığı CHP Genel Merkezi’nden “cunta” söylemleri yankılanır oldu.
Özel-Bahçeli
6 ay önceydi, Özgür Özel, Sinan Ateş davasıyla ilgili MHP’ye yükleniyor, herkes Bahçeli’nin vereceği cevabı bekliyordu. Bir salı günü, saat 10:45 sularında kürsüye çıktı Bahçeli. Başta muhalif medya kuruluşları olmak üzere CHP’ye sert sözlerle yükleniyor, “Ayağınızı denk alın” diyordu. CHP, Bahçeli’nin sözlerini tehdit olarak değerlendiriyor, geri adım atmayacaklarını beyan ediyordu. Kamuoyu, zehir zemberek açıklamaların ardından iki parti arasında tamiri mümkün olmayan bir gerilimi beklemeye başladı.
Aradan yalnızca 1 gün geçti, TBMM’nin 28. Dönem 3.Yasama Yılı’nın açılışı için TBMM’de resepsiyon düzenleniyordu. Resepsiyonda karşı karşıya gelen ikili birbirini selamladı. Bahçeli, siyasi nezaketini konuşturdu ve “Birbirimizi kırmıyoruz inşallah” diyerek 1 gün önceki sözlerini hatırlattı. Rakibinin gönlünü almaktan da geri durmayan Bahçeli, “Üzülme, bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor” dedi ve ikili arasındaki buzlar bir anda eriyiverdi.
İmamoğlu- Özdağ
2022 yılının ilk günleriydi, muhalif blok henüz adayını belirlememiş, tabandan ise İmamoğlu sesleri yükselmeye başlamıştı. Bu isme ilk ve en sert tepki Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’dan geldi. Özdağ, İmamoğlu’nun Türkiye için ciddi bir tehdit olduğunu, İmamoğlu’nun ilkesiz ve kutsalı olmayan bir siyasetçi olduğunu söyledi. AK Parti’den bile önce davranarak İmamoğlu’na karşı tavrını belli eden Özdağ, CHP’yi iki aday arasına sıkıştırabilmek için Mansur Yavaş ismini öne attı. Yavaş’ın adaylığı için çağrıda bulundu.
Tam iki yıl sonra, iki siyasetçi Silivri Cezaevi’nde buluştu. İmamoğlu’nun tutuklanmasına en sert tepkiyi Ümit Özdağ gösterdi. Avukatları aracılığıyla paylaştığı mesajlarında İmamoğlu’na açıkça destek verdi. Sosyal medya paylaşımlarında İmamoğlu’na yapılan haksızlıklardan dem vurdu.
Ve Sırrı Süreyya Önder
Sol siyasetin en önemli isimlerinden biri Sırrı Süreyya Önder. Yıllardır sol-sosyalist çizgide siyaset yapıyor. 1980 darbesinden sonra toplam 7 yıl hapis yatan, bedel ödeyen siyasetçilerden biri.
Tam 11 ay önceydi, TBMM Genel Kurulu’nu Meclis Başkanvekili sıfatıyla Sırrı Süreyya Önder yönetiyordu. Bazı milletvekillerinin kendisinin tutumuyla ilgili eleştirileri üzerine son derece insani bir açıklama yaptı Önder. Meclis’i yönettiği esnada beynine pıhtı attığı ve hastanedeki kontrollerinde pankreasında tümör bulunduğunu ilk kez Genel Kurul’dan açıkladı.
Cılız birkaç geçmiş olsun mesajının dışında büyük bir geri dönüş olmadı. Öyle ki parlamento muhabirleri dışında çok da kimsenin haberi olmadı. Zaman geçti, siyasetin mevsimi yine değişti. Kalbinde yaşadığı ciddi rahatsızlık nedeniyle hastaneye kaldırıldı Önder. Durumu çok kritikti. Ne gariptir ki sağlığında görmediği ilgi, alaka ve değer yaşam mücadelesi verdiği anlarda hatırlara gelmişti.
Siyasetin hemen hemen tüm yelpazesindeki isimlerden Önder hakkındaki sıcak mesajlar birbirini izledi. Önder’in Türk-Kürt kardeşliğine, barışa, adalete olan bağlılığına vurgu yapıldı. Hayretle izledim. Keşke, siyasi pozisyonlar değil, siyaset değil, insanlık belirleyici olsaydı.
Sözün özü, ben artık şaşırma duygumu kaybettim. Türk siyasetinde benim için “imkansız” sözcüğüne yer yok. Her an her şeye hazırım. Türk tipi pembe diziden sevgilerle.