Sevgili okuyucu,
184.9 km’lik büyük başlangıç etabı, Lille Métropole’den başlayıp, maden kasabaları Lens ile Liévin’in anıtları arasında dolanarak, Flandre’nin ünlü tepe köyü Cassel’e tırmanacak ve Notre-Dame-de-Lorette anıt mezarlığını gözler önüne serdikten sonra yeniden Lille’e dönecek.
Bu düzlük etap, sprinterler için biçilmiş kaftan gibi görünse de kuzey Fransa rüzgârı ve ilk haftanın belirsizlikleri işi asla kolaylaştırmaz. Crosswind (yan rüzgâr) riskleri, ekipleri echelon’a (eğik dizilim) itebilir ve sarı mayo hayali kuranlar için sürpriz bir numaraya imkân tanıyabilir. Aynı zamanda tek bir nokta barındıran Cassel tırmanışı (%8’e varan eğimler), form tutan birkaç ismi öne çıkarma potansiyeli taşıyor.
Lille, sadece start noktan değil; Avrupa’nın sanayi mirasını yansıtan bir kültür merkezi. Flandre’nin sarı tuğla kuleleri, UNESCO korumasındaki Palais des Beaux-Arts’ın ihtişamı ve Göringler döneminin anılarını taşıyan müzeleriyle, başlangıç etabına ayrı bir ambiyans katıyor. Sokak kahvelerinde bir espresso yudumlarken, yarışın heyecanı yavaş yavaş doluyor şehir meydanlarına.
Öne çıkan sprinter adayları arasında, Jayco-AlUla’dan Dylan Groenewegen var; altı yıl önce katastrofik bir düşüş sonrası intikam niyetinde olduğunu belirtti ve tarihi sarı mayo kovalıyor. Team Quick-Step’ten Jasper Philipsen, Soudal–QuickStep’in treniyle finişi zorlayacak; Tim Merlier, Wout van Aert ve Jonathan Milan da sprint düellosuna hazır bekliyor. Ancak Cassel (1. kategori) sonrası kilometreler sprint treni için ince hesaplar gerektirecek.
Teknik açıdan bu etap, yüksek tempolu grup yarışından ibaret değil. Rüzgârın estiği kırsal yollar, dar kanallar boyunca seyahat ederken, ekipler hem dikey hem de yatay eksende savrulmalara karşı hazırlıklı olmak zorunda. Taktiksel olarak ilk hafta; Düz etaplar sprinterlere, 4. etapta Caen’deki bireysel zamana karşıya hazırlık fırsatı sunuyor. Ardından Normandiya’nın hafif dalgalı etapları ve Brittany’in sürprizli ara yokuşları, genel klasman favorilerini de deneyecek.
Tour de France’ın ilk haftası, genellikle “saf sprint haftası” olarak anılır; ancak rüzgâr, kaza riskleri ve “kaçışların” beklenmedik başarıları sarı mayoyu ilk haftanın sonunda büyük oranda şekillendirir. Puan klasmanında Wout van Aert mı, yeşil mayo için Tim Merlier mi yoksa Milan mı liderlik yapacak? Genel klasmanda sarı mayo kimde başlayacak? Bu soruların cevabını, nordik rüzgârları arasında dönecek pedallar verecek.
Sevgili okuyucu, sarı mayo rüyası burada başlıyor. Lille’in taş sokaklarından Flandre tepelerine, o anıt mezarlık koridorlarından yeniden metropole dönen asfalta kadar her metre, bir hikâye anlatacak. Biz de ekran başında ya da yol kenarında bu hikâyenin tanığı olacağız. Hazırsan, büyük başlangıç etabım nabzını birlikte tutalım—pedallar sessizliği bozmaya hazır!