Komşum Ahmet Vehbi Koç

Gezi amacıyla gittiği Antalya’da, 25 Şubat 1996 yılında hayata gözlerini kapatan Ahmet Vehbi Koç ile İstanbul Yeniköy semtinde bulunan Tugay Apartmanı’nda apartman komşuluğu yaptık.

Apartmanın üçüncü katında Vehbi Bey, onun altındaki dairede de ben ve ailem oturuyorduk.

Ülkemizin en büyük şirketlerinin içinde barındıran ve 2024 yılındaki verilere göre toplam 65,8 milyar Amerikan dolarlık gelir elde eden ve gene aynı yıl 4,4 milyar Amerikan dolarlık yatırım yapan, cumhuriyet tarihimizle yaşıt olan Koç Holding’i kuran, bu günlere gelmesini sağlayan Ahmet Vehbi Koç’u tanımak, aynı apartmanda oturmak ve zaman zaman yemekli sohbetlerde bulunmak benim ve ailem için çok büyük onurdu.

Apartmanın dördüncü katında iki normal dairenin birleştirilmesi ile meydana gelen, çok sade ve mütevazı döşenmiş dairesinde, eskilerin tabiri ile tam bir İstanbullu Osmanlı hanımefendisi olan Hatice Hanım’la ve her gün gelen sekreter hanımla yaşamını sürdürüyor, her öğleden sonra TOFAŞ imalatı arabası ile Koç Holding binasına gidiyor, hava kararmadan dairesine dönüyordu.

Tanışıklıklar ve dostluklar ilerleyince, benim apartmana yönetici olmamı istedi.

Zaman zaman kendisine eşlik eden Hatice Hanımefendi ile birlikte bize yemeğe gelirdi. Gelmeden önce çorbasını ve mürdüm eriğinden yapılmış hoşafını gönderir ve salonda bir televizyonun olmasını isterdi. Bu televizyonda o yıllarda yorumcu olan Engin Ardıç isimli kişiyi dinlemekten hoşlanıyordu.

Eşim onun sevebileceği yemekleri yapardı. Sofra biraz fazla abartılı olursa kızar ve “çok masarif etmeyiniz” derdi. Yemek sonrası kahvesini Hatice Hanım onun sevdiği tarzda pişirir, kahvenin yanında bir sigaranın yarısını içmesine müsaade edilirdi.

Vehbi Bey bize her seferinde çok değerli, eskiden tutulan notlardan getirir, bana onları okuturdu. Bu notlardan önemli olanlardan birisinde, o yıllarda Cumhurbaşkanı olan rahmetli Turgut Özal’ı bir Kıbrıs ziyaretinde tanımasını anlatan ve Özal’ın gelecekte ülke hayatına büyük değerler katacağını söyleyen notlarını hatırlıyorum.

Her konuyu kayıt altına alan ve not düşerek yorum yapmayı seven Vehbi Bey’in bu binlerce hatıra kayıtları şimdi nerededir bilmiyorum. Koç Üniversitesi’nin bu belgeleri elden geçirip, düzenleyerek toplumumuza ışık tutacak bilgilerden faydalanması sağlanabilir.

Vehbi Bey’le yöneticisi olduğum iki güzel olayım var.

Bunlardan birisi Fuel-oil (kalorifer yakıtı) yokluğundaki yaşadığım hatıram, diğeri de apartmanın asansör halatlarında çıkan sorunla ilgili olan hatıramdır.

Ülkemiz bir aralar benzin, mazot, fuel-oil yokluğu yaşadı. Bu yokluktan bizim apartmanımız da etkilendi. Ve bize düzenli servis yapan firma kalorifer yakıtını veremedi. Yakıtın depoda bitmesi üzerine Vehbi Bey’i ziyaret ederek, geniş çevresi nedeniyle apartmana ve kendisinin soğukta kalmaması için yardımcı olmasını istedim. Bu prensip sahibi büyük insan: “Ben kimseye telefon edip fuel-oil istenmesini istemem. Eğer apartman soğukta kalırsa ben Divan Oteline giderim. Konu çözülene kadar orada kalırım. Sizler de yakınlarınıza gidersiniz.” diyerek yol gösterdi.

Gerçekten de öyle oldu. Vehbi Bey Divan Oteli’ne gitti. Biz diğer aileler de evleri sıcak olan yakınlarımıza taşındık. Bu süreç bir hafta on gün devam etti. Bu arada çalıştığım şirketlerden asistanım sizi Divan Oteli’nin genel müdürü arıyor dedi. Ben de bağlayın, görüşeyim dedim. Genel Müdür doğrudan konuya girdi ve Vehbi Bey’in otele gelmesinin ve bu kadar kadar kalmasının nedenini sordu. Ben de kendisine konuyu anlattım. 

Bana, otele Turizm Kontenjanından verilen bir tanker FOEL-OİL’i göndereceğini ve binayı acilen ısıtarak Vehbi Bey’in evine dönmesini sağlamamı rica etti. Çünkü otelin her konusuna çok yönlü müdahale ettiğini kibarca anlattı.

Hakikaten bir tanker FOEL-OİL apartmana geldi. Apartman görevlisi Mehmet Akbulut gece-gündüz kalorifer kazanını çalıştırarak soğuyan binamızı ancak iki günde eski haline getirdi.

Ben de Vehbi Bey’i arayarak apartmanın ısınma sorununun çözüldüğünü ve dairesinin eskisi gibi ısındığını söyledim ve eve dönmesini rica ettim.

O da telefonda:

“Zaten burada sıkılmıştım, hemen dönelim bari.” dedi.

Ve böylece sorun hem Divan Otelinde hem de apartmanda çözülmüş oldu.

İkinci anım ise her ay kontrole gelen asansör bakım ve denetleme şirketi, asansörün çelik halatlarının değişmesi gerektiğini, aksi takdirde asansörlerin çalışmasını durduracaklarını söylediler. Bu konuda çok ciddiydiler. Çünkü Vehbi Bey’in binada yaşaması ve bu asansörü kullanması kendileri içinde ticari bir risk taşıyordu.

Bir de yol gösterici olarak Vehbi Bey’in yakın dostu ve arkadaşı Aydük Koray’a söylenirse, en güvenilir ve hızlı çözümü yapacaklarını ifade ettiler.

Ben de Vehbi Bey’e konuyu aynen anlattım. O hemen tepkisi ile:

“Ben böyle bir konuda Aydük Beyden bir şey istemem, dediğiniz işlemi derhal kapatırlarsa kapatsınlar, ben merdivenlerden iner çıkarım.” dedi.

Ve asansörler kapatıldı. Vehbi Bey inerken sorun yaşamadı, 4 katı çıkarken zorlandı.

İki gün sonra beni Aydük Koray arayarak en kısa sürede bir ekip göndereceğini ve asansör halatları sorununu çözeceğini ifade etti.

“Ülkemizin bize emanet ettiği Vehbi Bey’i rahat ettirmek önceliğimizdir.” dedi.

Böylece sorunlar çözüldü.

Oğlum Kanada’da dünyaca meşhur dans ve akrobasi şirketinde, CIRQUE DU SOLEIL şirketinde ses ve ışık mühendisi olarak çalışıyordu. Onu ziyarete gittim.

Dönüşümde Vehbi Bey, Kanada’da gördüklerimi anlatmamı istedi. Ben de anlattım ama hiçbirisi onun için ilginç gelmedi. Sadece CIRQUE DU SOLEIL şirketinin Montreal merkezinin lobisindeki bir yazı çok ilgisini çekti.

Yazı, şirkete gelen insanları içerik hariç bir kucaklama yapıyordu ve şunlar yazıyordu:

BACAKLARIN YOKSA KOŞ!

SESİN YOKSA BAĞIR!

UMUDUN KALMAMIŞSA İCAT ET!

Diye dilimize çevirdiğim bu yazıyı bana yaz ve ver dedi. Hiçbir yorumda yapmadı.

Ben yazının altına:

Şirketin CEO’su olan Guy La Liberte, Kanada sokaklarında gösteriler yapan bir akrobat olduğunu,

Şirket kurucularından olan Geffen’in plak şirketi sahibi, diğer ortak olan Spelberg’in ise bildiğimiz sinema yönetmeni olduğunu ve ayrıca şirketin anayasası gibi uyguladığı yaptırımlardan en önemlisi “Vizyonunuz yeterli olsa bile, sahada uygulama yapan personel, şirket içinde bir tehdit ya da avanta olabilir!”

Sözlerini de bu kağıda yazıp verdim.

Teşekkür etmedi, ancak kendisine has bir gülüşü ile memnuniyetini ifade etti.

Daha sonraki günlerde Kanadalı şirketle ilgili hatırladıklarımda kendisine verdim. Bunlar: her 3 ayda bir yapılan araştırmalarda müşteri tatmini değil, çalışanların tatminini ölçmeleri, her yeni proje ve gösteri için hademenin, mutfak şefinin ve kapıdaki güvenliğin de fikrine müracaat etmeleri.

Bir şirketin başarısının öncelikle çalışanların tatminine odaklandığını ve müşteri hedef kitlesine yansıdığını da ilave ettim.

Vehbi Bey’in Antalya’da vefatından 3 veya 4 ay önce apartmana 4 adet Tofaş imalatı binek araç getirdiler. 

Vehbi Bey bu arabaların birisini sekreterine, diğerini korumasına, diğer birini ise apartman görevlisi Mehmet Akbulut’a verdi. Sonuncuyu kime verdi hatırlamıyorum.

Kendi kendime bu tutumlu ve etrafındakilerce cimri tanımı yapılan bu muhteşem insanın bu davranışı bu yazıda yer alamayacak bir halk tabirini aklıma getirdi.

Vehbi Bey, 3-4 ay sonra hayata veda etti. Huzur içinde uyusun. Eseri asırlarca gelişerek büyüsün. Komşusu olmaktan ben ve ailem olarak her zaman onur duyduk. 


Sedat Altunay

30.06.2025 17:14:00


Muğla’da anlamlı konser

Kontrolden çıkan tır, güvenlik kulübesine çarptı: 1 yaralı

Kozan’daki orman yangını: Kimi hayvanları için, kimi de canlı yayın için hayatını tehlikeye attı

Hatay’da 12. saatte orman yangını sürüyor: Bin 800 kişi tahliye edildi

Bursa’da 7 araç birbirine girdi

Van Gölü’ne giren 14 yaşındaki çocuk akıntıya kapılarak boğuldu

Kız isteme kavgasında hayatını kaybeden polis memuru toprağa verildi

Ankara’da hobi bahçeleri tebligatsız yıkıldığı iddia edildi

Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkı’nda piknikçi ateşinden yangın çıktı

250 bin TL değerinde ziynet eşyası çalan ve 155 suç kaydı bulunan 2 şüpheli yakalandı

Muratlı’da boş arsada yangın paniği

İki paket sigara için kasiyeri bıçakladılar: O anlar kamerada

Yekaterinburg’da öldürülen Azerbaycanlı kardeşlerin cenazeleri Bakü’ye getirildi

Otomobil, lokantaya girdi: 5 kişi hastanelik oldu

Malatya’da uyuşturucu operasyonu: 8 tutuklama

Kula’da feci kaza: Baba ve 3 çocuğu hayatını kaybetti

Ankara’da servis minibüsü kamyona çarptı: 1 ölü, 5 yaralı