Kırmızı çizgi mi? Sarı çizgi mi? Alt-siyaset ve pazarlık

Metro istasyonlarında sık gördüğümüz bir sahne vardır.

İnce bir anons sesi, ardından “lütfen sarı çizgiyi geçmeyiniz” duyurusu… Yolcular bir iki adım geri gider, sarı çizgi istasyonun başından sonuna kadar kesintisiz bir hat olarak güvenlik kamerasında yeniden görünür. Fakat her anonsta bir veya iki kişi çıkar: Bir ayağını veya iki ayağının tam ucunu o çizgiye yöneltir ve milim milim ilerler, yasağın sınırını yoklar. Yasak ne kadar kesin, ne kadar esnetilebilir? İşte tam bu an, görünüşteki itaatin altındaki sessiz meydan okumayı ele verir.

Bu davranış, James C. Scott’un “gündelik direniş” dediği şeyin en sade hâlidir. Geçen haftalardaki yazılarımda bol bol referans verdiğim Scott, iktidarın baskısı altındaki bireyin görünmez karşı duruşlarını “infrapolitics” – yani alt siyaset – olarak adlandırır. Açık protestolardan değil, alaydan, ertelemelerden, küçük esnetmelerden söz eder. Çünkü iktidar yalnızca zorla değil, rızayla işler; o rızanın içinde saklı küçük çatlaklar, toplumun gerçek nabzıdır.

Sigara Yasağının Kısa Tarihi

2008’de yürürlüğe giren 4207 sayılı yasa, kamuya açık kapalı alanlarda sigara içmeyi yasakladı. Yasa, önce havaalanı ve terminallerde, 2009’da ise kafe ve restoranlarda uygulanmaya başladı. Sigara içmeyen müşteriler olarak bizler, yasadan önce; “dumansız hava sahası” denen köşelere hapsediliyor, manzarasız masalara mahkum ediliyorduk. Yasa ilk çıktığında sert uygulandı; işletmeler sigara içilmesini sağlayabilmek için açık alan üretmeye başladı, bahçeler genişletildi, açık alanı olmayan mekanların kira değeri düştü. Ama birkaç ay içinde toplum, o tanıdık refleksi gösterdi: Yasak, gündelik pratiklerle yoğruldu, esnetildi ve delinmeye başladı. 

Gizli Direnişin İnce Sanatı

İlk başta, sigara içenler açık alana yakın masalara oturdular, sigara için bahçeye çıktılar, sonra bahçede giriş kapısına yaklaştılar, önce bir ayak dışarıda, bir ayak içeride ayakta içtiler, sonra iki ayak içeride, el ve sigara dışarıda kapıyı zorladılar. Ardından kapalı alanda, pencereye yakın masalara oturdular, sigara tutan el pencereden dışarı uzatıldı. İşletmeler de bu “sessiz pazarlığa” katıldı. Yağmuru engelleyen kayar çatılar, ısıtıcılar, ardından tenteden inen plastik duvarlar… Böylece “açık alan” yavaş yavaş kapalıya dönüştü.

Scott’un tarif ettiği gibi, bu bir “gizli direniş”tir: Kuralı yıkmaz ama içini boşaltır. Yasak kâğıt üstünde sürer, fakat toplum kendi rızasını üretir. Bu direnişin zekâsı, yasayı görünürde onaylayıp fiilen dönüştürmesindedir. Toplum yasayı esnetirken, yasa da toplumun nabzına uyar. Sanki uygulama yasa dışı değildir; yasa hep öyleymiş gibi davranılır.

Meşrulaşan İtaatsizlik

Bugün geldiğimiz noktada yasa varlığını koruyor, ama yaşam kendi yolunu buldu. Ön bahçeler sabit cam duvarlarla çevrilmiş “yarı kapalı gaz odalarına” dönüştü. Sigara içilmeyen salonlar genişledi; yani kapalı alanda sigara içimini yasaklayan kanun, sigara içilen ve içilmeyen alanları düzenleyen bir yazılı olmayan yönetmeliğe çevrildi. Yasa ve ardından gelen toplumsal pazarlık, herkesi kendi bölgesine çekti. Toplum, yasağa karşı gelerek değil, yasanın etrafından dolaşarak uzlaştı.

Bu tabloyu sadece sigara meselesi sanmak eksik olur. Türkiye’de yasa çoğu zaman bir sınır değil, bir pazarlık alanıdır. Yasa konur, halk sınar; devlet görür, sessizce kabullenir. Bu döngü, ne tam isyan ne tam itaat… Scott’un “infrapolitics” dediği alt siyaset tam da burada işler: görünüşteki uyumun içinde saklı, ölçülü bir direniş biçimi.

Dumansız Yasalar, Dumanlı Gerçekler

Sigara yasağı, toplumsal zihnin laboratuvarıdır aslında. Çünkü burada görünen şey, yalnızca yasa ihlali değil; rızanın, iktidarla yapılan sessiz bir pazarlıkla yeniden tanımlanmasıdır. Tıpkı sarı çizgide duran o yolcu gibi, toplum da “ne kadar yaklaşabileceğini” ölçer. Yani sınırın kırmızı çizgi mi, yoksa sarı mı olduğunu sorgular. Bu sorgulama, sadece yasanın değil, kültürün de sınırlarını ortaya koyar.

Scott’un diliyle söylersek: Direniş, bazen isyanın değil, uyumun içindeki zekânın adıdır. Türkiye’de yasa böyle işler: önce yasaklanır, sonra yaşanır, en sonunda toplumsallaşır. Duman yasaklanır ama havada kalır; görünmez ama herkes onu solur.

 


Mehmet Demiray

17.10.2025 14:43:00


Siirt’te amca çocukları arasında kavga: 2 yaralı

Sivas’ta kaçak tütün operasyonu: 900 kilo kıyılmış tütün ele geçirildi

Ahırdan kaçan kızgın boğa, hırsını otomobilden çıkarttı

Kadınlar pembe formalarla sahaya çıktı, "Spora ne kadar yakınsak, kansere o kadar uzağız" dedi

Düzce’de uyuşturucu operasyonu: 2 kişi tutuklandı

Düzce’de havaya ateş açan 5 şahıs yakalandı

Tokat’ta kaçak tütün operasyonu: 180 bin adet makaron ele geçirildi

Antalya’da yangın çıkan evdeki muhabbet kuşunu itfaiye kurtardı

Kaldırıma çarpıp devrilen elektrikli araçtaki 1 kişi yaralandı

Takip ettiği şahsı ayağından vurdu, kaskı ve silahı düşürüp kaçtı

Yayalara korku dolu anlar yaşattı, paylaşım yapınca yakalandı

Malatya’da 752 gram esrar ele geçirildi: 1 kişi tutuklandı

Kırıkkale’de 175 araç trafikten men edildi

Düzce şehir tiyatrosu perdelerini yeniden açtı

Alkollü sürücü dükkana daldı: 1 yaralı

Çöp konteynerinde uyuşturucu teslimatına 6 tutuklama

Manisa’da 4 bin 600 paket kaçak sigara yakalandı