“Kadınsın, biraz geride yürü” dediler ama ben yürümeye devam ettim

Geçtiğimiz günlerde,

İYİ Partili Bursa milletvekili Hasan Toktaş’ın bir WhatsApp grubunda CHP’li kadın milletvekili Asu Kaya hakkında sarf ettiği “Sana alacam bunu kral“ talihsiz sözleri siyasette kadınların hâlâ ne denli zor koşullarda yol aldığını bizlere yeniden hatırlattı. Oysa bizler, kadınlar olarak bu yolda yalnızca bir cinsiyeti değil; emeği, liyakati, bilgiyi ve vicdanı temsil ediyoruz.

Siyasette kadın olmak… Ne yazık ki hâlâ yadırganan, sorgulanan, çoğu zaman da küçümsenen bir kimlik. Ben de bu ülkede milletvekili adayı olma cesaretini göstermiş bir kadın olarak, bu sürecin sadece seçim takvimleriyle değil, sabır, mücadele ve dirayetle şekillendiğini yaşayarak öğrendim.

Adaylık sürecimde hep bir şeyin “eksik” olduğu ima edildi. Arkamda biri mi var? Bir sebebim mi var? Neden ben? Kadın olduğum için mi? Ne yazık ki, kendi irademle, kendi birikimimle, kendi emeğimle bu noktaya gelmiş olabileceğime inanmak istemeyen çok oldu. Temayül de oy çokluğu ile Milletvekili adayı seçilmem ve aday olduğum bölgemde geçmiş dönemlere göre oyumuzun yükselmesi takdir görmediği gibi, cinsiyetim ve sarı saçlarım geçmişimden daha fazla konuşuldu.

Üstelik kadın bir genel başkana sahip bir partide, yöneticilerin özel olarak kadın adaylara el vermediğini, desteklemediğini görmek daha da yaralayıcıydı. İstemim dışında şahsımı ilçe başkanı olmam yönünde talep eden parti ilçe üyelerimiz genel merkeze teklif ettiklerinde dahi, “topuklu ayakkabıyla ne işi var ilçe başkanlığında ”denilerek küçümsendiğim günleri hatırlıyorum. Oysa topuklularla sadece yürümek değil, direnmek, var olmak ve inatla durabilmek ne demek, en iyi biz kadınlar biliriz.

Ama bu yol yalnızca zorluklardan ibaret değildi. Evet, istisnalar da vardı. Yanımda yürüyen, elimi tutan, bana cesaret veren sayıları az da olsa erkek siyasi yol arkadaşlarım da oldu. Aday olmam için beni teşvik eden, bana güvenen, arkamda değil, yanımda duran abilerim, kardeşlerim, dostlarım… Onlara minnettarım. Çünkü siyasette kadınları sadece “kadın kotası” ya da “vitrin” olarak görmeyen, umudu diri tutanlar, gerçekten yol arkadaşlığı yapanlar da var.

Siyaset benim için bir vitrin değil; bir sorumluluk. Bu ülkenin kadınlarının, çocuklarının, yaş almışlarının, emekçilerinin sesine ses olabilmek için çıktım bu yola. O yüzden yalnızca kadınlar için değil, herkes için daha adil bir düzeni savunuyorum. Ama kadınların görünmez kılındığı, geri plana itildiği bir siyasetin adalet üretemeyeceğini de biliyorum.

Siyaset, bir “erk” değil; bir hizmet alanı olmalı. Bu hizmet alanında kadınların da erkeklerle eşit şekilde yürüyebildiği, yetkinliklerinin sorgulanmadığı, sadece kadın oldukları için dışlanmadıkları bir düzene ihtiyaç var. Bu sadece bir kadının mücadelesi değil; demokrasinin, özgürlüğün, mücadelesidir.

Bugün siyasette, ekranlarda, sokakta kadınlar hâlâ ikinci sınıf görülüyorsa, hâlâ “eksik etek” gibi düşünülüyorsa; bu sadece bir söylem değil, bir zihniyet sorunudur. Ve bu zihniyet değişmeden kadın cinayetlerinden kadınların yok sayılmasına kadar her şey birbirine bağlı zincir halkaları olarak sürer gider.

CHP’li Asu Kaya hakkında söylenen İyi Partili milletvekilinin sözleri bu zihniyetin yansımasıydı. Kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum ama bilinçaltındaki “kadın neden orada” düşüncesiyle sarf edildiğine inanıyorum. Ve bu bile başlı başına bir sorundur. 

Biz kadınlar siyasette “neden” değiliz. Biz varız. Çünkü bu ülkeye söyleyecek sözümüz, yapacak işimiz, verecek emeğimiz var.

Bugün hâlâ kadınlara “senin ne işin var burada” denebiliyorsa, bu sadece kadınların değil, toplumun kaybıdır. Biz kadınlar sadece bir cinsiyet değiliz; bir bakışız, bir vicdanız, bir denge unsuruyuz. Bir belediyeyi, bir mahalleyi, bir meclisi yönetirken gösterdiğimiz ayrıntıcılık, sabır, özen ve şefkat; siyasetin eksik olan yüzünü tamamlayacak niteliktedir.

Ben bu yola çıkarken kadın olduğum için değil, bu ülkenin her çocuğu için, her kadını için, her sesi duyulmayan insanı için çıktım. Siyaset benim için bir kariyer değil, bir sorumluluk. Kadınların daha özgür olduğu, belediyelerde, mecliste, hatta bir gün başbakanlıkta çok daha fazla kadın temsilcinin olduğu bir Türkiye hayal ediyorum.

Ve bir gün, bir kadının başbakan olduğu, kadın belediye başkanlarının çoğunlukta olduğu, meclisteki kadın seslerinin yankılandığı bir Türkiye’nin mümkün olduğuna inanıyorum.

Yolumuz kolay değil. Ama biz yılmıyoruz. 

Ve bu ülkenin siyaseti, kadınlarla güzelleşecek. Kadınlarla güçlenecek. Kadınlarla değişecek.

Biz buradayız. Ve hiçbir yere gitmiyoruz.


Arzu Başkan

23.05.2025 12:33:00


Dere kenarına gizlenmiş esrarı dedektör köpek buldu

Bursa’da fabrika yangını

Ereğli’de seyir halindeki tır alev aldı

İtalya Serie A’da şampiyon Napoli

Ormanlık alana düşen yıldırım yangına neden oldu

Kuşadası’nda 2 saat arayla aynı yerde ikinci kaza

Emine Erdoğan, Esvatini Ana Kraliçesi Ntfombi Tfwala ile görüştü

Park halindeki otomobil alev aldı

Kars’ta şiddetli rüzgar çatıları uçurdu: Korku dolu anlar kamerada

Ormanlık alanda saklanan uyuşturucuları jandarma buldu

23. Alanya Uluslararası Kültür Sanat ve Turizm Festivali başladı

Cizre’de "7’den 70’e Okuyan Cizre" kitap okuma yarışması ödülleri sahiplerini buldu

Konya’da ’Şah-Mat’ operasyonu: 21 tutuklama, 74 mağdur kurtarıldı

Otobüs şoförü sokak köpeğini ezdi

Valilik personelinden Tunceli Valisi Tekbıyıkoğlu için veda videosu

Van’da Filistin’e destek yürüyüşü düzenlendi

Balıkesir’de evin çatısı alevlere teslim oldu