Her seçim öncesinde “yok şöyle önemli, yok böyle önemli” diye uzun uzadıya analizlerin yapıldığı, anlamsız paraların harcanarak hiçbir şekilde gençlere ulaşılamayan seçimler sonrasında da türlü kılıflarla “gençlerin oyunu alamadık” denilerek “özeleştiri” adı altında kolaycılığa kaçıldığı yadsınamaz bir gerçek. AK Parti, CHP ve MHP gibi ana akım partilerin tamamı için geçerli bu durum.
Geçtiğimiz son iki seçime baktığımızda durum gerçekten çok çarpıcı. 14 Mayıs 2023 seçimlerinde yurtiçi ve yurtdışında ilk kez oy kullananların sayısı 5 milyon 177 bin 318. Bu rakam toplam seçmen sayısı olan 64 milyon 113 bin 941 kişinin yaklaşık %8’ine denk geliyor.
31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerde ise 18 yaşını dolduran 1 milyon 32 bin 610 genç ilk kez oy kullandı. Yani iki seçim arasındaki yaklaşık 1 sene içerisinde 1 milyon yeni seçmen eklenmiş.
Peki ne oluyor? Neden olmuyor? Böylesine çarpıcı veriler ortadayken, siyasi partiler neden hala konvansiyonel seçmenlerinden medet umuyor? Siyaset bir anlamda gerçekten bir mühendislik işi. Onlarca araştırma var açık kaynaklarda. Hepsi başka bir şey söylüyor, hepsi kendi sosyolojisine uygun jargonda hamasetten başka bir şey yapmıyor.
Bir de işin iletişim ve kampanya boyutu var ki, orası daha vahim. Reklam ajanslarına ve iletişim şirketlerine bu araştırmaların sözde çıktılarını verip, güya genç seçmenin oyunu alacağız diye on, belki yüz milyonlarca lirayı hiçbir işe yaramayan kampanyalara harcayan partilerin yaptıkları gerçekten akıl alır gibi değil.
Fiili durum; Genç Seçmen Kararsız
Türkiye geneli ve gençlere yönelik yoklamalara göre kararsız seçmenin büyük çoğunluğu 40 yaş altında. Bağımsız gençlik araştırmaları sonuçları da, genç kuşağın büyük oranda benimsediği net bir siyasi figürün olmadığını, gençlerin siyasi temsiliyetlerinden memnun ve tatmin olmadıklarını gösteriyor bize.
Hal böyleyken kimse cepte görmesin genç seçmeni bence. Türkiye’de geleneksel seçmen polarize olmuş olabilir, zaten onların kemikleşmiş angajmanları başka-yeni bir düşünceye kapalı. Şöyle söyleyeyim de işin ciddiyeti çıksın ortaya; 2002’de ilk kez oy kullanan 18 yaşında bir seçmen bugün genç seçmen kategorisine girmiyor.
Kim Kazanır?
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasından sonra başlayan gösterilerdeki gençleri doğru okuyan kazanır. Ne; “Bak işte gördünüz mü Z kuşağı bizden yanaymış” diyen CHP, ne de “Pikaçu’yla falan ne alaka, ciddiyetsiz işler bunlar, Teknofest gençliği geliyor” diyen AK Parti.
O gösterilerde son uyarıyı yaptı bence gençler; “bakın biz buradayız, seçmen olarak gitgide çoğalıyoruz, bizi görün, anlayın, dinleyin. Biz ortadayız, yanımızda olan kazanır” dedi.
Yaşayıp göreceğiz; dünya bambaşka bir yere giderken kısır tartışmaların içinde iyice kutuplaşmış dinozor seçmenlere yönelip, yakı odalarında siyaset yapıp, her partinin kendi gencine bedava kahve dağıttığı “genç seçmen odaklı” iletişim kampanyalarıyla devam edilirse korkarım çöpe giden sadece paralar olmayacak bu sefer.