Eğitimin sunduğu ayrıcalık: Merdiven mi sahne mi?

Geçen haftalarda güncel konserlerde yaşanan organizasyon sorunlarını yazmıştım.

VIP bölümü olmayan, bilet kategorileri arasında fark hissetmeyen seyirciler, yaşadıkları haksızlığı sosyal medyada “royal we” (toplum adına konuşan üstten bir “biz”) üslubuyla dile getiriyorlardı: “Biz bu ülkenin en iyi eğitimini almış insanlarıyız, bize böyle davranamazsınız.” Şikâyet aslında yalnızca kötü hizmete değil, ayrıcalıklı hissetme halinin görmezden gelinmesineydi. Dikkat edin: mesele parayı verip bilet almak değil; eğitimin verdiği konumla konuşma yetkisini hissetmek.

Eğitim, Türkiye’de en eski ayrıcalık sembollerinden biridir.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan toplumsal yapı, ne aristokrasiye ne de oturmuş bir burjuvaziye sahipti. Hatta Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde, toplumun sınıfsız olduğu bile iddia edildi. Oysa herhangi bir toplum gibi, eşitsizlikler mevcuttu; bazıları için imkânlar erişilebilir, bazıları için hayal bile edilemezdi.

Genç Cumhuriyet’in en kıymetli sermayesi eğitim oldu. Çünkü savaşlarla yitirilmiş yetişmiş nüfus ve düşük okullaşma oranı, eğitimli bireyi altın değerinde kıldı. Bu durumu şahsen hissettiğim bir sahne hâlâ gözümün önünde: ODTÜ Sosyoloji’de, Nuran Hortaçsu’nun verdiği Sosyal Psikoloji dersi için “aile ağacı” hazırlarken herkesin hikâyesinde aynı iz vardı; dedeler geniş Osmanlı coğrafyasının bir ucundan ötekine savrulmuştu ama en dramatik değişim, eğitime ulaşan ilk kuşakla yaşanmıştı. Köyden çıkıp öğretmen olan bir dede, sadece ailesinin değil, bütün sülalenin kaderini değiştirmişti. O tek diploma, hem geçim güvencesi hem de toplumsal yükselişin anahtarıydı.

Bir Zamanlar Merdivendi, Şimdi Yerinde Sayıyor

1960’lara kadar bu etki sürdü. Tek bir mühendis, tek bir memur, kuşağın tamamını yukarı taşıyabiliyordu. Ama 1980’lerden itibaren iç göçün yavaşlaması ve şehirleşmenin doygunluğa ulaşması, bu merdivenin basamaklarını aşındırdı. 2000’lerden sonra üniversite sayısı patladı; artık her iki öğrenciden biri bir üniversiteye giriyor ama diplomanın ekonomik karşılığı hızla eriyor.

Bugün sosyal medyada dolaşan espriler tesadüf değil: “Mühendis oldum ama duvar ustası kadar kazanamıyorum.” İstatistikler de bunu doğruluyor. Türkiye’de 2017 itibarıyla üniversite eğitiminin özel getirisi %16 iken, ABD’de %12,5, Rusya’da %5–6. Kağıt üzerinde rakam yüksek görünse de, ortalama gelir düşük olduğu için çoğu aile için yatırımın geri dönüşü (harcanan para ve zamanın karşılığını almak) gerçekleş(e)miyor.

Sermaye Türleri ve Diplomanın Yolculuğu

Fransız sosyolog Pierre Bourdieu, toplumda farklı sermaye türlerinden söz eder: ekonomik sermaye (para, gelir), kültürel sermaye (bilgi, diploma), sosyal sermaye (ilişkiler) ve bunların prestije dönüşmüş hali olan sembolik sermaye. Diploma da dönemlere göre bu sermayeler arasında dolaştı:

  • Cumhuriyet’in ilk yıllarında diploma neredeyse doğrudan ekonomik sermaye gibiydi; iş ve gelir garantisi sağlıyordu.
  • 1980’lere kadar hem ekonomik hem kültürel sermaye işlevi gördü; gelir düzeyini olumlu etkiledi ama aslında daha çok yaşam tarzını değiştirdi.
  • Bugün ise diploma çoğunlukla sembolik sermaye: prestij, aidiyet, ‘biz’ diyebilme yetkisi. Yine de iş görüşmesine çağrılmayı kolaylaştırdığı ölçüde kurumsallaşmış kültürel sermaye işlevini koruyor.

Bir başka deyişle: Diploma bir zamanlar yukarı çıkışın merdiveniydi, bugün çoğu kez insanların kendini göstereceği podyuma çıkış bileti; sadece yukarıda olma hissi veriyor.

Son günlerde gündemdeki sahte diplomalar da bu dönüşümün patolojik bir yansıması. İş garantisi yok, maaş artışı yok; ama o kâğıt, sembolik ayrıcalık sağlıyor. Sahte diplomayı kovalayanın derdi, gerçekten öğrenmek değil; sadece “biz” diyebilecek konuma ait görünmek.

Yukarı Çıkışın Merdiveninden Yukarıda Gösteren Podyuma 

Eğitim, Türkiye’de uzun süre toplumsal mobilitenin en sağlam aracıydı. Bugün ise çoğu kez, prestij ve aidiyet hissi üreten bir göstergeye dönüştü. Diplomanın işlevi, ekonomik kazançtan çok, toplum içinde bir ses tonuna, bir “biz” diline bürünmek.

Kısacası Eğitim: Bir zamanların, merdivenleri ikişer ikişer tırmandıran, sınıf atlama aracı, günümüzde ise topluma kendini göstermeyi ve topluma yukarıda bakmayı sağlayan podyuma çıkış kartı.


Mehmet Demiray

21.08.2025 11:00:00


Bartın’da sıcaklık 4 dereceye kadar düştü, araç camları buz tuttu

Tüfekle oynarken kız arkadaşını öldüren çocuk dağda yakalandı

Uyuşturucu operasyonlarında 10 tutuklama

Kaza yapan şoför, görevini yapan polise: "Sana gerekeni yapacağım"

D-100’de makas atan otomobil takla attı

Kırmızı ışık ihlali kazaya neden oldu: 2 yaralı

Kontrolden çıkan otomobil park halindeki araçlara çarpıp yan yattı

Emniyetten geniş çaplı narkotik denetimi

Kırıkkale’de 3 firari hükümlü yakalandı

Beyoğlu’nda seyir halindeki ticari taksi alev alev yandı

Ormanlık alanda mahsur kalan bir kişi kurtarıldı

Bacağına saplanan bıçağı çıkartıp karşısındaki kişiyi ağır yaraladı

Başakşehir’de restoran yangını: Binayı dumanlar sardı, mahsur kalanları itfaiye kurtardı

Ankara’da yüzlerce kilo et ürünü boş araziye atıldı

Kırmızı ışık ihlali yapan motosikletli yayaya çarptı, 2 kişi yaralandı: O anlar kamerada

Sinop’ta ATV yayaya çarptı: 1 yaralı

Şanlıurfa’da piknik tüpü patladı: Anne ve 3 çocuğu yaralandı