Kapsamlı bilgi ve birikim gerektiren soyut konularla derinlemesine ilgilenen kişi anlamına gelir.
Gazeteciler, tarihçiler, yükseköğretim görevlileri, doktorlar, ressamlar, ülkece/dünyaca ünlüler, sanatçılar, siyasetçiler, bu mesleklerin hepsinde pek çok entelektüel zeki isim duygusal pazarlamacı olarak karşımıza çıkıyorlar. Hem de biz hiç fark etmeden bize kendi fikir ve taraflarını satarak. Biz de bizim düşüncelerimizi ifade ediyorlar olarak algılarız.
Entelektüellerin bu çeşitleri cahilleri, lüzumsuz bilgi ve ters çıkarımlarla doldurup, okumayı sevmeyen, tarihini bilmeyenler üzerinden pazarlama yapmaktadırlar.
Tembel ve cahillere pazarlanan her türlü duyguyu da asıl sahiplerine satarak (nakite döndürdükleri fikir sahiplerine) , gelirlerini arttırıp, buradan kazanırlar. Nasıl mı? Gelin yakından bakalım!
Bir görünen vardır, bir de görünenden öte; daha da öte… Göz; sadece ışığın ulaşabildiğini görür ama duygular; zamanın ve mekanın ötesinde hareket ederler, böylece o ince iç sesi duyarsın. Tam da her şeyi anladım, fark ettim derken aslında her an perde arkasında başka bir sahne daha oynanmaktadır. Bu entelektüel kişiler çok özgüvenli ve emin konuşurlar. Onları yücelten figüranlar vardır, konusuna uygun kanallarda hizmet eden sunucuları olur. Güzel, alımlı, yakışıklı, popüler takip edilebilen sunucular, influencerlar bu kişileri sunar, anlatır, hak verir.
Kibirlidirler çünkü bu da bizlerin üzerinden oynanan oyunun parçasıdır. Cahilsen ve tembelsen, araştırmaya gerek görmez isen hayransındır bunlara… Gözle görünen kısmına…
Tarihte entelektüelliğini gerçekleri yazarak, idealler ortaya koyarak, kaliteli nesiller çıkaran ve onlarla dünyayı etkilemiş, değiştirmiş, keşifler yapmış entelektüel isimlere haksızlıktır
Kendilerini değil fikirlerini ortaya koyup, gerçekten bedel ödeyen entelektüellere bakarsanız aradaki farkı anlar ve yanılmazsınız.
En çok da inancımızı ve Ata’mızı pazarlayanlar duygularımızla oynar.
Biraz gazete, Biraz tarih, biraz seyahat, biraz kitap, isterseniz biraz da bulmaca eklediniz mi, gerçek entelektüelleri kaybetmeyiz, onları fark ederiz, sahip çıkarız, değerlerinin hakkını veririz.
Tarihinizi inceleyip, araştırıp okursanız, içinde gerçek doğruları bulursunuz. Onlar da Sanatçıyı, yazarı, siyasetçiyi, hakiki entelektüeli size gösterir. Belki bu şekilde yaşarsak Pazarlamacı entelektüeller de sizin üzerinizden ekmek yemek yerine mesleklerine sahip çıkar, ahlaki ve etik duygularla çalışırlar.
Bir süre köyümde olacağım, Japonya dönüşü yeni duygularla görüşmek üzere…
Hürgünler dilerim.