İlk Japonya seyahatim 2010 yılı sonbaharındaydı, bu gezimde unutulmaz anılar biriktirdim. İnsan hayatında herkese nasip olmayacak türden gurur vericiydi.
Bunlardan bir tanesini yeri gelmişken anlatayım;
Erdal Güven'in THY'nin Tahran operasyonunu anlattığı “Tahran'dan Kaçış” ve Ertuğrul Fırkateyni'nin hazin hikâyesini anlattığı “Abdulhamid'in Hüzün Gemisi” adlı kitaplar Japon klasik müzik bestecisi Mukaiyama Seiji'ye ilham kaynağı olmuştu. Konserler ilk olarak 2010 Yılı kültür etkinlikleri çerçevesinde Türkiye ve Japonya’da sahnelenirken, sonraki yıllarda Carnegie Hall da dahil olmak üzere dünyanın birçok şehrinde, en prestijli salonlarında defalarca sahnelendi.
Japonya’daki konserlerde şef Mukaiyama’nın onur konuğu olarak davet edilip, karşılandık ve ağırlandık.
Konser başlangıcı beni resmen ağlattı.
Salona girdiğimizde tüm izleyiciler ayaktaydı. Japon geleneği sanırım dedim ve ben de ayakta beklemeye başladım. Meğerse onur konukları oturmadan oturmuyorlarmış. Eşim ve ben oturunca herkes yerine oturdu. İçimden ağlamak geldi konser başladığında…Demek ki aşırı gurur ve sevinç de ağlatıyormuş insanı.
Şimdi de bu yazıma konu olan meşhur taksilere gelelim… Konserden resepsiyonun verildiği otele geçerken gelen taksi inanılmazdı. Köşeli, sarı Toyota Crown Comfort. Beyaz eldivenli, üniformalı şoförü, koltuklardaki anneannemin beyaz dantelleri, oturacağın kapının kendiliğinden açılması hepsi rüya gibi…tertemiz bir taksi karşıladı bizi. Bunu bize özel zannederken, otelden havalimanına giderken çağırdığımız taksi ve yollarda gördüklerim de böyle olunca hayrete düşmüştüm. Ülkeme geldiğimde tüm dostlarıma, arkadaşlarıma bu geleneksel dantelli taksileri anlatmıştım.
Arada çok gidip geldim Japonya’ya her seferinde de dantelli taksiler karşıladı beni…
Bu yılki Tokyo seyahatimde ise anlatacak çok şey olmakla beraber taksilerin değişimi ilgi çekiciydi. Nasıl mı? Benim hayran olduğum dantelli taksiler biraz geçmişte kalmış, şimdiki taksiler, Japon Taksi Derneğinin Toyota ile yaptığı iş birliğinin bir parçası.
Londra’nın siyah taksilerinden rengini almış, hibrit motor sayesinde çevre dostu, bavul taşıyan müşterilerin işini kolaylaştıran, tekerlekli sandalye kullananlara uygun alçak giriş-çıkışlı, kapıları sürücünün otomatik açıp kapamasına imkan veren, yeni ismi ile Jpn Taxi.
Uyuyacağınız yerlerin camları bile kapatılmış ve koltukların arkasına ekranlar yerleştirilmiş. Uyurken telefonunuz da şarj olsun isterseniz burada bir USB girişi de bulunuyor.
Bu kadar şeyi başarırlarken benim için hijyen ve zarafetin göstergesi olan geleneksel beyaz dantellerimi de sembolikte olsa koltuk başlıklarında görmek Japonya’nın modernleşirken geleneklerinden vazgeçmemesinin güzel bir simgesi. Değişimi teknolojik olarak yaşasalar da duygusal bir evrim hep var.
Geçmiş ve geleceği aynı anda yaşıyorlar.
Bir de yaşlı taksi şoförleri yolcularla küçük sohbetler yapardı. Ama yeni nesil araçların genç sürücüleri hizmet odaklı eğitildiğinden midir bilemedim, Sessizlik artık daha yaygın.
Sanırım bir sonraki seyahatimde, robot taxi veya uçan taksi ile karşılaşıp onlardan bahsedeceğim. Çünkü devlet destekli “Society 5.0” kapsamında ulaşım sistemlerinin “Dijital Dönüşüm Projesini” Japonya çoktan başlatmış durumda…