“Trafik canavarı” ifadesini duyunca kaçınılmaz olarak aklıma enflasyon canavarı geldi. Sonra da televizyonlarda sıkça duymaya alıştığımız “canavarca hislerle adam öldürmek” ifadesi.
Sizce “canavarca adam öldürmek” ifadesindeki canavar ile trafik canavarı ve enflasyon canavarı arasındaki fark nedir?
Efendim…?
Canavar derken ne kastediliyor acaba? Anadolu’nun bazı yerlerinde kurt ve benzeri yabani hayvanlara canavar deniliyor ama trafik canavarı, enflasyon canavarı, canavarca his derken herhalde o hayvanları kast etmiyoruz.
Gerçekten canavar diye bir yaratık var mı diye de sormamız gerekiyor.
Neden trafik canavarını ürkütücü, ne idüğü belirsiz bir şekilde sembolize ediyoruz da, enflasyon canavarını (genellikle ürkütücü olmayan hatta bazen sevimli) bir dinozor olarak çiziyoruz?
Kaynak: Anonim | Yeni Şafak, 4 Şubat 2014, https://www.yenisafak.com/gundem/operasyon-canavari-uyandirdi-615836 Erişim: 06.04.2025
|
Neden canavarca hissin ne anlama geldiği konusunda yargıçlar arasında ve kamuoyunda ortak bir kanaat yok?
Bütün bunların üstünde neden hayali bir yaratığı, canımızı alan, ekonomik yapımızı alt üst eden eylemlerin müsebbibi gibi gösteriyoruz? Neden sorunun esas sorumluları yerine hayali varlıklarla uğraşıyoruz.
“Canavarca hisler” konusundaki canavar ise çok daha vahim. Bir cinayet eylemini neden herkesin kolayca anlayacağı şekilde tanımlamak yerine, hayali bir varlığın, hiç kimsenin tespit edemeyeceği “hisler”leriyle tarif ediyoruz. Neden somut ve anlaşılır olması gereken bir kanun metninde niye soyut kavramlara yer verilir?[1]
Acaba bu tanımlamalar ya da etiketlemeler, algımızı etkiliyor olabilir mi? Dikkatimizi eylemlerin sorumluları yerine başka yere doğru yönlendiriyor olabilir mi?
Günün Sorusu:
Bugünlerde dünyanın başına açtığı belayla gündemde olduğuna göre, bir Trump sorusu sormak şart.
Dünyadaki her daldan (buna iktisat da dahil) bilim adamlarının en iyileri ABD de olduğu halde, ABD’yi neden Trump gibi biri yönetiyor?
[1] Bu konuda, Eylem Baş, “Türk Ceza Hukukunda Canavarca His”, “Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 23, Sayı 1, 2021, s.283-429’a bakılabilir.