Orman yangınları sırasında ortaya çıkan dumanın, havada asılı kalan ince partiküller şeklinde solunum sistemine girdiğini belirten Medicana Sağlık Grubu Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Gazi Gülbaş, bu partiküllerin akciğer yaşlanmasını hızlandırdığına dikkat çekti.
Türkiye’nin birçok yerinde yaşanan orman yangınları sonrası ortaya çıkan duman, kül ve zehirli gazların; solunum yollarını doğrudan etkileyerek sistemik toksisiteye yol açabilen ciddi bir sağlık tehdidi oluşturduğunu belirten Medicana International Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Gazi Gülbaş, erken müdahale, korunma önlemleri ve düzenli tıbbi takibin hayati önem taşıdığını vurguladı.
Yangın dumanının, karbon monoksit, karbon dioksit, partikül madde, formaldehit, akrolein, benzen, siyanür ve nitrojen oksitler gibi birçok zararlı madde içerdiğini belirten Prof. Dr. Gülbaş, "Özellikle ince partiküller olarak bu zehirli maddeler solunum yoluyla kolayca akciğerlere ulaşır ve sistemik dolaşıma karışabilir. Uzun süreli yangın dumanına maruziyet, akciğer yaşlanmasını hızlandırır. Bu durum, Avustralya’da 45 gün süren taş kömürü maden yangınında duman soluyan bireylerde akciğer yaşlanmasının ortalama 4,7 yıl hızlandığının tespit edilmesiyle kanıtlanmıştır" dedi.
Solunum yetmezliğine neden olabiliyor
Maruziyetin yoğunluğu ve süresinin önemli olduğunu ancak kısa süreli düşük yoğunluklu maruziyetlerde bile belirtiler gözlenebildiğini belirten Prof. Dr. Gülbaş, "Nefes darlığı, ses kısıklığı, karbonlu balgam, hırıltıya yol açabilmektedir. Yoğun maruziyet sonucu ani akciğer hasarı ve solunum yetmezliği, zatürre, hava yolu darlığı ve akciğer dokusunda sertleşmeye bağlı nefes darlığı ve solunum yetmezliği gelişir. Özellikle KOAH ve astım hastalıklarında duman maruziyeti hastalıkların hızla ilerlemesine neden olur" ifadelerini kullandı.
Yüksek akımlı oksijen tedavisi alınmalı
Yangın dumanına maruz kalan kişilerin en kısa sürede dumanlı ortamdan uzaklaştırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Gülbaş, tedavi süreciyle ilgili şu bilgileri verdi:
"Hızlıca kontrollü bir şekilde yüksek akımlı oksijen tedavisine başlanmalı, nefes açıcı ve balgam sökücü ilaçlar uygulanmalı, sıvı tedavisi verilmelidir. Bu tedavilere rağmen solunum yetmezliği devam eden bireylerde solunum cihazı ile solunum desteği sağlanmalıdır. Karbon monoksit ya da siyanür maruziyeti söz konusuysa uygun antidot tedavisi uygulamalıdır."