Düzce’de yaşayan uzun yıllardır astım tedavisi gören kadın, hastalığına bağladığı şikayetlerinin artmasıyla adeta konuşamaz hale gelince gittiği doktorda kanser olduğunu öğrendi. Önce bronkoskopi yapılan ardından ameliyat edilen hastanın durumuna ilişkin bilgi veren Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Demet Turan, "Yaklaşık 30 yıldır astım tanısı mevcut fakat 5-6 aydan beri nefes darlığı şikayeti artmış, acil bronkoskopiyle girdiğimizde ana soluk borusunun hava yolunu yüzde 80 oranında kapatan tümörel bir doku mevcuttu, adenoid kistik karsinom. Cümle kuramayacak kadar solunum sıkıntısı vardı, bu durum fark edilmese her şey olabilirdi, şu anda iyi" dedi. Hasta ise, "Rahatsızlığı astıma bağlı olarak gördük, ondan anlayamadık. Nefessiz olarak operasyona girdim, normal insanmış gibi nefes alarak çıktım. Konuşamıyordum şu an her şey normal" diye konuştu.
Düzce’de yaşayan uzun yıllardır astım tedavisi gören 2 çocuk annesi 57 yaşındaki Sevcan Demir, hissettiği nefes darlığı gibi durumları hastalığına bağladı. Geçtiğimiz haftalarda sıkıntıları yoğunlaşınca doktora gitti, tetkiklerde ana soluk borusunun yaklaşık yüzde 80’ini kaplayan bir tümör olduğu görüldü. Temmuz ayının başında İstanbul’a Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yönlendirilen Demir, bu süreçte şikayetleri nedeniyle adeta konuşamaz hale geldi. Bunun üzerine Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Demet Turan ve ekibi acil olarak Demir’e bronkoskopi (Burun veya ağızdan esnek bir tüpün ucunda bir kamera ile girilerek nefes borusu, akciğerler ve bronşların görüntülenmesi tanı ve tedavisine imkan tanıyan işlem) yaparak hastanın solunum sıkıntısını giderecek alanın açılmasını sağladı. İşlem sonrası nefes problemi giderilen Demir’in patoloji sonucunda ise tükürük bezleri, solunum yolu ve göz çevresi gibi bölgelerde ortaya çıkan bir kanser türü olan adenoid kistik karsinom olduğu belirlendi. Detaylı incelemeler sonrası Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Vedat Doğru ve ekibi hastayı operasyona alırken ameliyat başarıyla gerçekleştirildi. Hastanın tedavi süreci devam ederken Doç. Dr. Turan hastaya uygulanan tedavi ve son durumuna ilişkin bilgi verdi, Demir ise yaşadığı zorlu süreci anlattı. Hastanın işlem öncesi yaşadığı solunum sıkıntısıyla konuşmaya çalıştığı anlar ve ameliyat öncesi yapılan bronkoskopi işlemi sonrası görüntüleri arasındaki fark ise dikkat çekti.
"Nefessiz olarak operasyona girdim, nefes alarak çıktım"
Problemlerini astıma bağladığını anlatan Sevcan Demir, "Astımım vardı, bu rahatsızlığı astıma bağlı gördük, ondan başında anlayamadık. Rahatsızlığım arttıkça doktoruma gidiyorum. İlaçlarımı alıyorum ama fayda vermiyor, sonra doktorum dozunu yükseltiyor, yine fayda vermedi. Doktorum, ‘Acaba gözümüzden kaçan bir şey mi var, tomografi çekelim, ona göre bir yol takip edelim’ dedi. Çekildi, bu rahatsızlığım çıktı. İşleme Düzce’de başladık, doktorumun yönlendirmesiyle buraya geldim. Çok ağır bir nefes alamama, nefes alamıyorum, sıkıştırıyor ve beni bastırıyor, çok sıkıntıyla geldik, ara ara nöbetler geliyor. Sonra o nöbetler çoğalmaya başladı, rahatsız etti. Doktorlarım o halimi gördü, apar topar operasyona aldı. Nefessiz olarak operasyona girdim, normal insanmış gibi nefes alarak çıktım. Yaşamın bir anlamı yok, her şey sağlığa bağlı, sağlığınız olursa her şeyden keyif alıyorsunuz. Çok sıkıntılıydı, Rabbim bir daha yaşatmasın, hiç kimseye de yaşatmasın. Konuşamıyordum, nefes alamıyorsun ki konuşasın rahatlayınca tabi her şeyi istiyorsun. Nefessiz olarak yattım, nasıl yatacağım diye düşünüyorum sedyeye sonra kalkınca Elhamdülillah, her şey normal, nefes normal, çok ayrı bir duygu. Küçük kızım bana göstermeden ağlıyordu, ailem, hepsi de üzgündü" diye konuştu.
"Hava yolunu yüzde 80 oranında kapatan tümörel bir doku mevcuttu"
‘Vakamız Düzce’den gelen bir hasta’ diyerek sözlerine başlayan Doç. Dr. Demet Turan, "Yaklaşık 30 yıldır astım tanısı mevcut fakat son 5-6 aydan beri nefes darlığı şikayeti artmış, aldığı tedavilerin dozunun artırılmasına, ilaç değişikliğine rağmen hastanın şikayetlerinde bir değişiklik olmamasıyla beraber ilerleme de izlenmiş. Çekilen tomografisinde akciğerde ana soluk borusunda solunum sıkıntısına neden olan tümörel bir lezyon tespit ediliyor. Ana soluk borusundaki lezyonun alınarak solunumsal olarak rahat hale getirilebilmesi için bize sevk edildi. Acil bronkoskopi işlemine almak zorunda kaldık, bronkoskopiyle girdiğimizde gördük ki; trakea dediğimiz ana soluk borusunun orta alanında yaklaşık hava yolunu yüzde 80 oranında kapatan ve 2,5 santim kadar devam eden tümörel bir doku mevcuttu. İleri bronkoskopik işlemlerle bu tümörel dokuyu alarak, temizleyerek hava yolunu açıcı işlemi sağladık. Bu tamamen hastalığı ortadan kaldıran bir işlem değil, hem aldığımız materyalleri patolojiye gönderip tanı koymak amacıyla hem de hastanın hava yolunu açarak solunumsal anlamda rahatlatmak için yaptığımız bir işlemdi, bununla tedavisi tamamlanmadı, ameliyatı yapıldı. Neredeyse sırt üstü bile yaslanamıyor, oturur pozisyonda, hafif öne doğru eğilerek solunum kapasitesini artırmaya çalışıyor ve çok ciddi bir solunum yetmezliğindeydi. O halde birkaç saat sonrası için bir yoğun bakım endikasyonu bile koyabilirdik. Çok güçlüğü vardı, cümle kuramayacak kadar solunum sıkıntısı, derdini ancak bir kelime bir kelime çıkararak anlatmaya çalışıyordu" şeklinde konuştu.
"Fark edilmese her şey olabilirdi"
Bronkoskopi işlemi sonrası hastanın solonum probleminin aşıldığını, göğüs cerrahisi ekibinin de hastanın ameliyatını başarıyla gerçekleştirdiğini aktaran Doç. Dr. Turan sözlerine şöyle devam etti:
"Uyandıktan hemen sonra hasta normal nefes alıyordu, solunumsal anlamda çok rahatlamıştı. Genellikle kendilerini ‘Yeniden doğmuş gibi hissediyorum’ diye ifade ederler. Patoloji adenoid kistik karsinom olarak geldi, bu ana soluk borusunun en sık rastladığımız tümörlerinden bir tanesi. Endobronşiyal tedavi uygulanmasa hastanın tedavileri almak için hiçbir şansı olmayacaktı. Bu durum fark edilmese solunum sıkıntısı artarak mutlaka acile gidecek, entübe edilerek yoğun bakıma alınacaktı. Entübasyon sırasında da ana soluk borusu tabii ki tümörle kapalı olduğu için o da hasta için çok büyük bir sıkıntı oluşturabilirdi, dolayısıyla her şey olabilirdi. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ileri bronkoskopik işlemlerde gerçekten referans bir merkez. Türkiye’nin pek çok şehrinden solunum sıkıntısı, hava yolu darlığı olan hastalar merkezimize refere edilmekte. Hastaların kronik rahatsızlıkları olabilir, belki nefes darlığına neden olan kronik hastalıkları olabilir. Bu hastalıkların doğal seyrinin dışında hastalarda bir solunum sıkıntısında farklı bir artış, ilerleme varsa aslında bu açıdan belki biraz daha detaylı bir inceleme daha erken tanıya ulaşmamızı sağlayabilir" dedi.