Gaziantep’te kansere yakalanan Esra Nazlı Aygan, tedavisinin yanı sıra hobi olarak resim, örgü ve geri dönüşüm kursunda yaptığı ürünlerle hayata tutundu. Zor günleri sanat kursları ve eğitimle atlat Esra Nazlı Aygan, hem usta öğretici oldu hem de amansız hastalığı yendi.
Gaziantep’te yaşayan 3 çocuk annesi 50 yaşındaki Esra Nazlı Aygan, 17 yıl önce rahim kanserine yakalandı. Arkadaşlarıyla gittiği hastanede rahim kanseri olduğunu öğrenen Aygan, hastalığından sonra yoğun bir tedavi sürecine girdi. Kanser rahatsızlığı sürecinde gördüğü tedavinin yanı sıra moralini yüksek tutmak için çeşitli arayışlara giren Aygan, sosyal medya sitelerinde inceleme yaparken bir anda atık poşetlerle elde edilen ürünler dikkatini çekti.
Zor günleri sanat kursları ve eğitimle atlattı
Tedavi gördüğü dönemlerde çok zor günler yaşayan Aygan, ahşap boyama, yağlı boya ve kara kalem kurslarına kayıt yaptırdı. Kurslarda eğitim alan Aygan, bir yandan da sınavlara hazırlanarak üniversite okumaya başladı. Tedavisinin yanı sıra sanatla moral bulup motive olan ve hiçbir zaman pes etmeyerek moralini yüksek tutan Aygan, resim, örgü, atık poşet, karton ve eşyalardan çeşitli ürünler üretmeye başladı.
Hem usta öğretici oldu hem de amansız hastalığı yendi
Bir taraftan kurslara giden Aygan, aldığı sertifikalarla da usta öğretici olarak kurs merkezlerinde ders vermeye başladı. Kurslarda ders verdiği dönemde kanser hastalığını yenerek şifa bulan Aygan, şu an ise Şahinbey Belediyesi’ne bağlı Hasan Celal Güzel Gençlik Merkezi’nde geri dönüşüm kursunda usta öğretici olarak görev yapıyor.
"Ben bir hastalık süreci yaşadım, kimse yaşamasın, doğamız da temiz olsun"
Geri dönüşüm kursuna katılan kadınlara eğitim veren Aygan, kadınların el becerilerini geliştirip çevre bilinci kazanmalarına vesile oluyor. Kursta poşetleri ip haline getirerek çanta, sepet ve birbirinden değerli dekoratif ürünler üretiliyor. Kursiyerleriyle birlikte yaptığı çalışmalarda çevreye ve geleceğe katkı sağlayan Aygan, sanat sayesinde hayata yeniden tutunduğunu ifade etti. Rahatsızlığı sürecinde eşinin ve çocuklarının kendisine her zaman destek olduğunu söyleyen Aygan, "Şu anda çalışıyorum. Fakat kurslara giderken, o hastalığı yenerken ve unutmaya çalışırken aynı benim gibi rahatsızlık yaşayan öğrencilerim var. Sınıfımda gerek çocuğunda, gerek kendi vücudunda kötü hastalığı olanları da hissediyorum. Onlarla daha çok ilgileniyorum ve iki kat özen gösteriyorum. Onlar da mutlu ve bu hastalığın doğa kirliliğinden geldiğini düşündüğüm için kirliliğe, atığa ve çevre temizliğine önem verdim. Bugüne kadar sınıfıma gelen öğrenci, öğretmen, arkadaş ve çocukları bile geri çevirmedim. Hepsi çok destek oluyor. ‘Atık çöp’ demeyelim. Biz ‘doğa dostuyuz’ diyelim. Atıkları toplayıp dönüştürüyor ve değerlendiriyoruz. Geleceği ve çevremizi en azından hastalıktan korumak adına çevre dostu bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ben bir hastalık süreci yaşadım. Fakat hiç kimse hastalık yaşamasın. Doğamızda temiz kalsın" dedi.
"Atıkla ilgilenmek çöpçülük değil, geleceği korumaktır"
Kanser rahatsızlığını atlattığını belirten Aygan, "Şu an Şahinbey Belediyesi’ne bağlı Hasan Celal Güzel Gençlik Merkezi’nde geri dönüşüm kursunda usta öğretici olarak görev yapıyorum. Bana çok destek oluyorlar. Belediye Başkanımız Mehmet Tahmazoğlu’na teşekkür ederim. Atıkla ilgilenmek çöpçülük değil, geleceği korumaktır. Şahinbey Belediyemiz de sıfır atıkla da çok ilgileniyor ve destekliyor. Benim evde tek başıma atıkla uğraşmamın hiçbir faydası olmayacaktı" diye konuştu.
"İnsan kendi kendini tedavi edebiliyor, ben hiç pes etmedim"
Hastalığı sürecinde hiçbir zaman pes etmediğini anlatan Aygan, "Terapi amaçlı resim, yağlı boya ve örgü de yaptım. O süreçte psikoloğa gittim. Psikolog ‘bana kitap oku, resim çiz’ dedi. Sınavlara girdim ve üniversiteye başladım. İnsan kendi kendini tedavi edebiliyor. Fakat öğrendiğimin bende kalıp da patlamasına gerek yok. Çalışıp da böyle bir fırsatı değerlendirmek beni her şeyden çok mutlu etti. Hiç pes etmedim. Bana, ‘sen hastasın’ denildiğinde 5-6 ay bunalıma girdim. Çocuklarım, geçmişim aklıma geldi ve ‘gelecekte ne yapacağım?’ dedim. İnsanın bedeni kadar ruhu da beslenmeli ve bedenim hastaydı, ruhumu da hasta etmemek için terapi amaçlı bir terapi edinmek zorundayız" şeklinde konuştu.