Sakarya, sağlık alanında önemli bir uluslararası organizasyona ev sahipliği yaptı. Türkiye’nin yanı sıra toplamda 31 ülkeden katılımcının yer aldığı 7. Uluslararası Tıp, Hemşirelik, Ebelik ve Sağlık Bilimlerinde Güncel Sorunlar Kongresi, hem yüz yüze hem de çevrimiçi olarak düzenlendi. Geniş katılımla şehirde ilk kez düzenlenen kongrede, sağlık sektörünün güncel sorunları masaya yatırıldı.
7. Uluslararası Tıp, Hemşirelik, Ebelik ve Sağlık Bilimlerinde Güncel Sorunlar Kongresi Sakarya’da gerçekleştirildi. Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, Özbekistan, Hindistan, Kuzey Makedonya, Filipinler ve toplamda 31 ülkeden katılımcının yer aldığı kongrenin açılış konuşmaları Sakarya Üniversitesi Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapıldı. Sakarya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi, İl Sağlık Müdürlüğü, Tıp Fakültesi, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Hemşireler Derneği ve BZT Turan Akademi ortaklığında düzenlenen kongre, yaklaşık yüzde 55’i yabancı katılımcı oranıyla gerçekleştirildi.
Alanında uzman sağlıkçılar ve akademisyenlerin buluştuğu ve YÖK’ün akademik teşvik ile doçentlik başvuruları için belirlediği kriterleri de karşılayan kongrede sunulan bildiriler, tam metin ve özet kitaplarında yayınlanacak. Katılımcılara uluslararası geçerliliğe sahip sertifikalar verildi. Etkinlik boyunca hem bilimsel oturumlar hem de yüz yüze bireysel eğitimler, kurslar ve bilgi yarışmaları düzenlendi. Düzenlenen uluslararası kongre, Sakarya’nın bilimsel ve sağlık alanındaki potansiyelini ortaya koyarken, sağlık çalışanlarının güncel sorunlarına da çözüm önerileri sundu.
Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’nde hemşire olarak görev yapan Akın Özdemir ve Makbule Kibar’ın sunuculuğunu yaptığı açılış programında konuşan Kongre Başkanı ve Sakarya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dilek Aygın, organizasyonun kısa sürede şekillendiğini ama büyük ilgi gördüğünü belirterek, "Bu kongrenin organizasyonu ve şekillenmesi çok kısa bir süre içerisinde oldu. Ama hem yüz yüze hem online bildiri açısından baktığımızda 31’i aşkın ülkeden katılım var" derken, Kongre Başkanı ve Sakarya Üniversitesi GETAT Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Hande Cengiz Açıl da, "Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Araştırma Merkezi olarak kongrede bir oturumda yer aldık. İnşallah daha uzun soluklu kongrelerde düzenleyeceğiz. Bildiri sayılarımız ve panellerimiz çok yoğun geçecek" diye konuştu.
Kongrenin sadece yerel değil uluslararası düzeyde etkili olacağını ifade eden Sakarya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özer Köseoğlu, "İlimizde gerçekleşen ve uluslararası düzeyde hayata geçen, sağlık alanının temel sorunlarının masaya yatırılacağı çok önemli bir kongreye Sakarya Üniversitesi’nde ev sahipliği yapmaktan dolayı oldukça memnuniyet duyuyoruz. İşin teknik boyutu hem uzman akademisyen hem de pratisyenler ile beraber bilgi ve deneyim paylaşımı gerçekleştirilecek. Umarım sonuçları itibari ile ses getirir ve katkı sunar" şeklinde konuştu. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Altıntoprak ise kongre organizasyonunun hızlı ama etkili biçimde gerçekleştiğini belirterek, "İki gün boyunca çeşitli sağlık problemleri ile ilgili oturumlar olacak, kurslar düzenlenecek. Çok dolu ve faydalı bir program olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"İklim krizi kadın sağlığını doğrudan etkiliyor"
Atatürk Üniversitesi Ebelik Fakültesi’nden Prof. Dr. Hava Özkan, kongrede yaptığı sunumda, iklim değişikliğinin kadın sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Özkan, "İklim değişikliği veya krizi hepimizin bildiği gibi günlerce konuşsak bitecek bir konu değil. Temelde kadına etkileri nelerdir bunlar üzerinden konuşmak istiyorum. Toplumun 3’te 1’ini oluşturan biz kadınların, iklim değişikliğinin üzerimizde oluşturduğu krizi ve sağlığımızı nasıl etkilediği noktasında bilgilendireceğim. İçerisinde bulunduğumuzu 21. Yüzyılda birçok şey ile karşı karşıya kalıyoruz ve pek çoğundan da etkileniyoruz. Bunların başında da iklim değişikliğinin üzerimizde oluşturduğu iklim krizi söz konusu. Dünya Sağlık Örgütü’nün hazırladığı rapora baktığımızda toplumu tehdit eden en büyük sorun aslında iklim değişikliğinin ortaya çıkarmış olduğu bir kriz olgusu var. İnsan sağlığını olumsuz etkilerini sınıflandırdığımızda prematüre bebek ölüm sayısında artışlar olduğunu, sıcaklık artışına bağlı olarak; kalp, dolaşım, damar ve solunum yolları hastalıklarında artış olduğunu ve bununla birlikte sıcak havalara bağlı olarak çıkan yangınlar, yaşadığımız dünyayı kirletmekte. Sıcağa bağlı ölümler, su azlığına bağlı hijyen sorunları, salgın hastalıklarının artması, psikolojik rahatsızlıklar gibi pek çok sağlık sorununu sıralamak mümkün" dedi.
"Kadın sağlığına yönelik sessiz bir tehdit, iklim değişikliği"
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) verilerine işaret eden Özkan, iklim krizinin kadınlar üzerinde beş temel etkisi olduğunu söyleyerek, "Biz kadınların sağlığını nasıl etkiliyor iklim değişikliği diye baktığımızda aslında intrauterin yaşamdan, ölüme kadar olan yaşam sürecinde kadın birçok şekilde iklim değişikliğinin oluşturduğu olumsuzluklardan maalesef etkileniyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, iklim değişikliğinin kadın ve kız çocuklarını nasıl etkilediği konusunda şöyle diyor; ‘toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin, çocuk evliliğinin, erken ve ölü doğumların arttığını, anne ve yenidoğan sağlığının tehdit edildiğini, üreme sağlığı noktasında doğum kontrol yöntemlerine ulaşım, erişim noktasında kısıtlamaların olduğu’ şeklinde 5 farklı yolla kadını etkileyebileceğini ifade ediyor. Üreme sağlığımızı etkiliyor iklim krizi. Gebelikten, doğuma ayrı ayrı noktalardan baktığımızda kadının sağlığının etkilendiğini söyleyebiliriz. Gebelik boyutunda kadın sağlığı, iklim değişikliğinden nasıl etkileniyor diye baktığımızda; spontan düşüklerin, erken doğumun, düşük doğum ağırlıklı bebeklerin dünyaya gelmesi ya da yeni doğan döneminde ölümlerin olması gibi pek çok sorunla karşı karşıya kalındığını söylememiz mümkün. Bir kadının, gebe kaldığı andan doğuma kadar geçen sürede yüksek ortam sıcaklığı ile sıcak hava dalgalarına maruz kalması ile onu savunmasız yapabiliyor ve yüksek riskler ile karşı karşıya bırakabiliyor. Sonuç olarak iklimi olumlu yönde değiştirebilmek için yapabileceklerimiz nelerdir onlara bakmak gerekiyor. En basiti günlük hayatta kullandığımız deodorant, parfüm gibi olguları kullanım sayısını bile azaltmak atmosferi korumak açısından belki de deryada bir damla da olsa bir şeyler yapabilmek için çabalamamız oldukça önem arz ediyor" diye konuştu.
"Bilimsel tartışmalar, sağlık sistemine ışık tutacak"
Sakarya İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Kayhan Özdemir, "Sağlık hizmetleri, sadece tedavi verici hizmetler değildir, bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Sağlık hizmetleri; koruyucu, halk sağlığı hizmetleri ve multidisipliner yaklaşımlarla yeni tedavi yöntemlerinin bulunması gereken bir çalışma. Dolayısıyla hasta güvenliği ve sağlık sistemimizi ilgilendiren sorunların münazara edileceği bu kongreyi çok kıymetli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Bugün burada birçok farklı ilden kıymetli akademisyen hocalarımız burada. Yurtdışından hocalarımız burada. Bu multidisipliner çalışma ile sağlık bilimlerinde karşılaştığımız güncel sorunlar üzerine belki de yeni politikalar üretebileceğiz. Buradaki tartışmalar bize ışık olacak ve yeni politikaların başlangıcı olabilecek" şeklinde konuştu.
"Kendimizi sürekli geliştirmemiz için bu tür organizasyonların sıklıkla yapılması gerekiyor"
Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Fikret Halis, "Özellikle sağlık sorunları ile ilgili birtakım sorunların ortaya konduğu, aklın ve bilimin birtakım şeylerin tekrar değerlendirildiği ve bunlara çözüm önerilerinin ortaya konduğu bir kongre olmasını diliyorum" derken Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Bakım Hizmetleri Müdürü Yavuz Bingöl ise, "Sosyal hayatın gelişmesine paralel olarak sağlık bilim dalının da aynı şekilde gelişmesi gerekiyor. Bu noktada da inovasyona açık bir şekilde kendimizi sürekli geliştirmemiz için bu tür sempozyum ve kongrelerin yapılması gerektiğine inanıyoruz" ifadelerine yer verdi.
Sağlık sorunları masaya yatırıldı
Daha sonrasında Azerbaycan ve diğer ülkelerden gelen katılımcıların yaptıkları sunum ile açılış konuşmaları devam etti. Azerbaycan ve Özbekistan Sağlık Bakanlıklarından gelen gözlemciler ile birlikte 31 ülkenin temsil edildiği kongre, Sakarya’da ilk kez bu düzeyde gerçekleştirilmiş olmasıyla ayrı bir önem taşıyor. Farklı şehir ve ülkelerden gelen akademik isimlerin sunumlarıyla bilimsel alışveriş ve iş birliği fırsatları da doğdu. Bu kapsamlı kongre, yalnızca sağlık biliminin gelişmesine değil, aynı zamanda Sakarya’nın uluslararası akademik görünürlüğüne de katkı sundu. Elde edilen çıktılar ve önerilerin, sağlık politikaları ve uygulamalarına yön vermesi bekleniyor.