Hayalet deprem algısı uzun sürerse tehlike sinyali

Hayalet deprem algısı uzun sürerse tehlike sinyali

SAĞLIK 29.04.2025 11:42:32 0
Hayalet deprem algısı uzun sürerse tehlike sinyali
Deprem korkusu yaşayan birçok kişi, herhangi bir sarsıntı olmadığı halde sallanıyormuş hissi yaşayabiliyor. Hayalet deprem algısının şu an için normal olsa da uzaması halinde bir uzmana başvurulması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Özlem Karaırmak, deprem korkusunu aşmak için sosyal medya kullanımına da dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Deprem gerçeği, son günlerde yaşanan sarsıntıların ardından yeniden gündeme geldi. Meydana gelen depremler, birçok kişide psikolojik belirtilere neden oldu. Bedenin depremin neden olduğu korku ve kaygıyla başa çıkmak için gösterdiği tepkilerin bir süre için normal olduğunu belirten Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özlem Karaırmak, konuya dair önemli bilgiler verdi. Karaırmak, "Ülkemizdeki afet geçmişine baktığımızda, çok yıkıcı afetler yaşadığımız için kaygının, korkunun yükselmesi son derece normal. Ama nerede normallik bozuluyor dersek, bizim günlük hayatımızdaki o işlevselliğimizde bir bozulma yaşanıyorsa, eve giremiyorsak, çocuğumuzdan, eşimizden hiçbir şartta ayrılamıyorsak, her yere birlikte gidiyorsak bu dikkat çekicidir" dedi.
"Sosyal medya ve çevre, deprem korkusunu artırıyor"
Prof. Dr. Karaırmak, "Sürekli depremi konuşmak, televizyon kanallarında sık sık depremle ilgili programları izlemek, sosyal medyada sürekli deprem paylaşımlarını takip etmek kaygıyı tetikler. Ne okuyoruz, ne dinliyoruz, nasıl konuşuyoruz bunlara da dikkat etmek, kaygıyı kolay yönetmemizi sağlayabilir" diyerek daha kontrollü davranılması tavsiyesinde bulundu.
Deprem sonrası daha çok travma sonrası stres bozukluğu vakalarının yaşandığını belirten Prof. Dr. Özlem Karaırmak, "İlk etapta bu korku ve kaygının olmasını normal karşılıyoruz. Bu, sürece yayılıyorsa, daha uzun vadeli etkilerini gösteriyorsa, örneğin kişi deprem olacak diye bütün gece hiç uyumuyorsa o zaman normal stres tepkilerinin dışına taşmış diyebiliriz. Deprem gibi büyük bir travmadan sonra bedenimiz de tepki verir.Çarpıntı, nefes darlığı, kaslarda gerginlik, mide rahatsızlıkları, uykusuzluk gibi şikayetler çok yaygındır. Bu tepkiler aslında bedenimizin ’tehlike geçti mi?’ diye kontrol ettiği doğal süreçlerdir. Ama bu belirtiler uzun sürerse ya da günlük yaşamı zorlaştırırsa, mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından destek almak gerekir" dedi.
Beynin, tehlikede olmadığına ikna olmaya çalıştığını, ikna olduktan sonra bu tür stres tepkilerinin yok olacağını belirten Karaırmak, "O yüzden kişinin kendine sorması gereken ilk soru: Güvende miyim? Bu soruya nasıl cevap veriyor veya güvende olmak için neler yapıyor. Bunları biraz değerlendirmek ve ondan sonra stres tepkilerine göre yardım almak, bir ruh sağlığı uzmanına başvurmak iyi olabilir" ifadelerini kullandı.
"Depreme hazırlıklı olmak kaygıyı azaltıyor"
Depreme hazırlıklı olmanın kaygıyı azaltacağını belirten Karaırmak, "Afet öncesi, afet sırası ve afet sonrası olmak üzere 3 ayrı dönemde bakmak lazım. Depreme hazır mıyım? Hazırlık kaygıyı azaltıyor. Depreme hazırlıksız yakalanırsam, hiçbir planım yoksa, ailemle nasıl buluşacağımı bilmiyorsam, binanın güvenliğinden emin değilsem, bir acil afet durum planım yoksa o zaman kaygım daha yüksek. Ne zamanki planlama yaparsak o zaman kaygı biraz daha sakinleşmeye başlıyor. Kaygı bizi hayatta tutan bir duygu. O yüzden beyin şu sorunun yanıtını arıyor: Tehlikede misin, güvende misin?" dedi ve afet bilincinin ve afete hazırlığın zarar verici kaygıyı azaltacağını ifade etti.
"Hayalet deprem algısı yaşamak şu günlerde normal"
Depremden sonra sallantı oluyormuş hissine kapılmayla ilgili de bilgiler veren Prof. Dr. Karaırmak, bunun ‘hayalet deprem algısı’ olarak adlandırıldığını belirtti. Depremlerden sonra bu hayali sallantı algısın devreye girebildiğini ifade eden Karaırmak, "Deprem esnasında nasıl zemin sallanıyorsa bizim de insan olarak dengemiz sarsılıyor. O yüzden o dengeye yeniden geri dönebilmemiz biraz zaman alıyor. O sırada da en ufak bir uyarıcıyı, sallantıyı, hareketi deprem oluyormuş gibi algılamaya başlıyoruz ve beyin tehlikenin geçtiğine henüz ikna olmamış oluyor. "Depremin geçtiğini biliyorum, aslında deprem olmuyor ama için rahat etmiyor" gibi ifadeler kaygının yüksek olduğuna, beynin hala ikna olmadığına bir işaret.
Beyin ve beden yeniden güvende olduğundan emin olduktan sonra hayali sallantılar ve deprem oluyormuş hissi de yavaş yavaş kaybolmaya başlıyor. Bu da son derece normal bir tepki ama yine sürece ne kadar yayıldığına bakmak lazım. Siz bunu üç ay süreyle gün içinde sık sık yaşıyorsanız ve sizi çok tedirgin ediyorsa çok normal bir stres tepkisi değil. Depremi yeni yaşadığımız için, bu hissin olması şu günler için normal. Giderek bunların yoğunluğunun azalmasını bekliyoruz" diye konuştu.