Tarih: 28.03.2025 22:36

Gazecilik zor zanaat vesselam

Facebook Twitter Linked-in

Önce gazeteciyim sonra insan  bir de kız babası. Bu arada   Hatırlatayım “Ayıdan post gazeteciden dost olmaz”. Diye özlü bir sözümüz de var. Yani sevgili okur siz siz olun bir gazeteciye yazılmamak kaydıyla bir şey söylemeyin. Bize de yazık canım yazarak yaşamını idame ettiren birine bil ama yazma denilir mi?  
Gazetecilikte 42 yılı devirdik çok şükür. Çok önemli bilgileri tanık oldum. Bunları yazamadığım için mide kanseri oldum. Kamu güvenliği nedeniyle bildiklerimi yazamadığım durumlarda Yazlık evimin iskelesinden denizdeki balıklarla konuştum. Yani bilgi dünyanın en ağır yükü aslında. Bu nedenle bana sen bil ama yazma diyenleri hemen susturuyorum. Yazamayacağım şeyleri bilmek istemiyorum. Gazetecinin kendine saklayacağı bilgiye ihtiyacı olduğunu inanmıyorum. 
Şimdi son moda bazı gazeteci kardeşlerimiz Ankara’nın önemli dehlizlerine girmeye çalışıyorlarmış. Çok önemli bilgilere sahiplermiş falan filan yazamadıktan sonra dedikodu yapmaktan başka bir şeye yaramayan bir yük. Bir de aynı bilgiye sen ulaşıp yazmazsın ama senden duyan birisi sosyal medyada paylaşırsa tüm güvenilirliğin çöpe gider
Genç gazeteci arkadaşıma “sen sen ol yazamayacağım bilgilere erişmeye çalışma”  sonra bazı aklı evvel gazeteciler gibi kendini devlet zannedersin. 
Hazır “Devlet” demişken Eflatun’un (Platon) Devlet isimli dev yapıtını okumanızı tavsiye ederim. Devlet’e bilerek kitap demedim. Çünkü “Devlet” 10 ayrı kitaptan oluşur. Eflatun hocası Socrates ile sohbetlerinden yola çıkarak hayalindeki ideal devletin nasıl olması gerektiğini anlatır. Eflatun devleti canlı bir organizma olarak görür. Devlet aslında insanın evrim geçirip  kurumsallaşmasıdır. 
İnsanoğlu asla tek başına olamaz mutlaka hemcinsleriyle beraber yaşamak zorundadır. İşte tam da bu noktada kalabalıklaşan insan grupları şehirleri ve beraberinde devleti getirir.    
Sokrates öğrencisiyle Adaleti tartışır sürekli.  Adalet güçlünün çıkarlarını korumanın bir aracı mıdır? Ama bireyden önce devlet yapılanmasının adaletinden bahsedilir.
Bu nedenledir ki, benim için Devlet kutsaldır ve hata yapmaz. Ancak devleti yönetenler hata yaparlar. Çünkü Devlet bir mekanızmadır. İnsan eliyle kurulmuş mükemmel bir mekanizmadır. 
Devlet mekanizması en tepede Devlet başkanından en aşağıdaki memura kadar  insanlardan oluşan somut bir mekanizmadır. Dolayısıyla Devlet hata yapmaz hatayı insanlar yaparlar.  Devlet hatalarını görür, kendine çeki düzen verir, işte buna da Devlet aklı denilir. 
Derin Devlet ile Devlet Aklı kavramları çok çok farklıdır.
Derin devlet diye tanımlanan yapı Asker- istihbarat elemanı  - iş adamı - mafya grupları - siyasetçi-gazeteci ve bürokratların bir araya gelerek oluşturduğu güç odaklarıdır. Bunlar üst Akıl için çalışırlar ama dönemsel olarak güçlerini kötüye kullandıkları ya da bilerek ya da bilmeden yabancı istihbarat kurumlarına hizmet ettikleri olabilir
İşte burada Devlet Aklı devreye girer ve devletin derinliklerini yeniden yapılandırır.
“DEVLET AKLI” yaklaşık 2000 senedir kesintisiz olarak varlığını sürdüren bir milli üst akıldır.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —