Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu Toplantısı'nda konuştu.
Konuşmasında, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye yönelik saldırına büyük bir yer ayıran Erdoğan şunları söyledi:
“Filistin davasına verdiğiniz güçlü destek için, insanlık cephesinde cesaretle yer aldığınız için her birinizi kutluyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımıza da bu anlamlı toplantıya öncülük ettiği için ayrıca teşekkür ediyorum. İnşallah bu dayanışmayı ilelebet muhafaza edeceğiz. 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazzeli kardeşlerimiz son asrın en büyük haydutluklarından birine maruz kalıyor. İsrail tam bir cinnet halinde Filistinli kardeşlerimizi katlediyor. İsrail'in, vahşice öldürdüğü 60 bine yakın Filistinlinin ekseriyeti kadın ve çocuk.
İsrail’in saldırıları
Gazze, taş üstünde taş kalmayacak şekilde harap edildi. 50 milyon tondan fazla devasa bir enkaz yığınından söz ediyoruz. İsrail, yeniden başlattığı saldırılarıyla Gazze'de ayakta kalan son binaları, hastaneleri, sivil yerleşim yerlerini, Gazze'nin hayat damarı olan temiz su kaynaklarını da teker teker imha ediyor. İşgal güçlerinin koruması altındaki yerleşimci vahşeti, Batı Şeria'da tüm hızıyla sürüyor. Meselenin daha vahim tarafı şudur: Bütün bu zulüm ve barbarlıklar tam 18 aydır medeni denilen dünya dâhil tüm insanlığın gözleri önüne seriliyor. Gazeteciler öldürülüyor, uluslararası basın kuruluşları seyrediyor. Çocuklar öldürülüyor, insan hakları savunucuları seyrediyor. Sağlık çalışanları öldürülüyor. Batı dünyası seyrediyor.
İslam dünyasına sitem
Kritik kurumlar kapatılmak isteniyor, Birleşmiş Milletler süreci sadece seyrediyor. Yıllardır özgürlükten, haktan, basın hürriyetinden bahsedenler İsrail'in katliam politikası karşısında tam 18 aydır üç maymunu oynuyor. Buradan bir kez daha soruyorum: Nerede uluslararası hukuk? Nerede insan hakları evrensel beyannamesi? Nerede ortalığı ayağa kaldıran bütçesi milyarlarca doları bulan örgütler, kurumlar. En küçük hadisede ambargo silahını çeken Batılı devletler, İsrail'e karşı nerede? Nerede BBC, CNN ve diğerleri? Gazze'de insanlık öldürülürken, kadınlar, çocuklar yanarak can verirken bunları gören dünyada var mı? Mazlumların yanında yer almayan bir küresel düzen, zalimlerin oyuncağı olmaya mahkûmdur. Bugün dünya zalim karşısında susan hatta zulmü alkışlayan bir düzenin esiri olmuştur. İçim kan ağlayarak söylüyorum, İslam dünyası kendisinden bekleneni maalesef yerine getirememiştir.
“Hepimizin düşünmesi gerekiyor”
Şüphesiz çok gayret sarf edildi. Diplomasinin bütün imkânları kullanıldı. Toplantılar, zirveler, temaslar gerçekleştirildi ama sonuçta Gazze'nin tamamen yıkılmasına, 60 bine yakın Gazzelinin katledilmesine mani olunamadı. Bunun üzerinde hepimizin uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Filistinliler öldürülürken sesleri çıkmayanların, Gazze halkının işgale karşı verdiği direnişe terörizm yaftası vurarak soykırımı normalleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye olarak bu iftiraları reddettiğimizi çok net bir biçimde söylemek isterim. Filistin halkı, işgal kuvvetlerine karşı özgürlük mücadelesi vermektedir. Gazzeli kardeşlerimizin mücadelesiyle, milletimizin bir asır önce verdiği istiklal mücadelesi arasında hiçbir fark yoktur. Filistin direniş hareketi, bizim nazarımızda bir Kuvayı Milliye hareketidir. Filistinliler yalnızca son bir buçuk yıldır değil, aslında son bir asırdır direniyorlar. Uluslararası hukuku hiçe sayan işgalci bir devlet karşısında bir asırdır direniş destanı yazıyorlar. Ama birileri bizim bunları dile getirmemizden rahatsız oluyorlar. Biz hakkı haykırmaktan geri durmayacağız. İzzet kavramının şahsiyetlerinde somutlaştırdığı Gazzeli kardeşlerimizi ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Vatanlarını savunurken toprağa düşen Filistin'in kahramanlarını, ortak şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum."