Tarih: 12.07.2025 10:00

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Terörsüz Türkiye süreci hakkında önemli mesajlar!

Facebook Twitter Linked-in

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam Eliz Otel'de partisinin 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Türk siyasetinde bir marka haline gelen istişare toplantımızın bugün 32'incisini gerçekleştiriyoruz. O da liderlik temalı bir toplantı. Bugün ve yarın düzenleyeceğimiz oturumlarımızda güvenlikten kalkınmaya, ekonomiden siyasete farklı başlıklarda istişareler olacak. Katılımcı arkadaşlarımız demokratik bir ortamda görüşlerini iletecek, teklif ve tenkitlerini iletecek ve böylece hakikatin ışığı doğacak. Kuruluşumuzdan itibaren işlerimiz ortak akılla, milletimize danışarak yürüttük. Her zaman daha iyinin, etkin ve verimli çalışmanın, millete en güzel şekilde hizmet etmenin peşinde olduk. İstişare toplantımız daha öncekiler gibi partimize ayna tuttuğumuz, kendimizi sigaya çektiğimiz, tüm meseleleri hassas ayarda fotoğrafını çektiğimiz zemin işlevi görecektir.

“Devletin yanlış uygulamalarının da payı var”

Bundan 41 yıl önce 14 Ağustos 1984'te Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde bölücü terör örgütü ilk eylemini yaptı. Bu saldırıda 2 askerimizi şehit verdik, 9 sivil vatandaşımız yaralandı. Bölücü örgüt daha sonra saldırılar düzenledi. 10 bine yakın güvenlik görevlimizi, 50 bine yakın vatandaşımız hayatını kaybetti. Onları unutmadık, unutmayacağız. Vatanımız ebediyen var olacak, ay yıldızlı bayrağımız ebediyen semalarımızda özgürce dalgalanacak. Vatan toprağını kanıyla sulayan, al yıldızlı bayrağımızı boyayan şehitlerimiz başımızın tacı olacak. 1984'teki ilk eyleminden sonra terör Türkiye'de her geçen gün tırmandı. Nice hükümetler geldi. Her biri terörün kökünü kazıyacağını söyledi. Terör bitirilemedi. Bunda devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toroslar bunlardan biriydi, faili meçhuller bunlardan biriydi. Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Hukuk ve meşruiyet dışı yöntemler terörü körükledi, büyüttü. Sadece şehit vermedik, Türkiye terör saldırılarıyla istikrarsız hale geldi. 2 trilyon doları bulan faturayla karşılaştık.

3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra göreve geldiğimizde terör meselesini çok boyutlu ele aldık. Bir yandan mücadele ederken diğer yandan da teröre bahane oluşturan bataklığı kurutma çabası verdik. Birlikte yaşamanın, kardeşliğin hukukunu yerine getirmek için tarihi adımlar attık. İçeride demokrasi ve insan hakları konusunda sessiz devrimler yaparken, dışarıda çok yoğun diplomasi trafiği yürüttük. Savunma sanayimizi geliştirerek silahlarımızı ürettik. Sınır ötesi operasyonlarla sınırlarımızı kontrol altına aldık. 15 Temmuz'un ardından FETÖ'yü tüm kurumlarımızdan temizledik. Terörle mücadeledeki ihaneti ortadan kaldırdık.

“41 yıllık terör belası sona erme sürecine girmiştir”

Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini kırdık. Irak sahasındaki harekâtlarımız ve Suriye'de gerçekleşen 8 Aralık devrimi terörle mücadelede elimizi güçlendirdi. Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla Terörsüz Türkiye projemizi gerçekleştirmek için bir dizi adım attık Güvenlik birimlerimiz koordinasyon içinde çalıştı. Bu fırsat penceresini değerlendirmek için çok temkinli süreç yürütüldü. İmralı'nın da çağrısıyla terör örgütü kongresini topladı ve kendisini fesh ettiğini açıkladı. Dün de örgüt bir merasim yaparak silahlarını bıraktı. Dün itibariyle 41 yıllık terör belası sona erme sürecine girmiştir. Bugün yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün büyük Türkiye'nin, güçlü Türkiye'nin, Türkiye Yüzyılı'nın kapıları ardına kadar aralanmıştır.

1984'ten bu yana Türkiye terörü bitirmek için her yola ve yönteme başvurmuştur. Terörü bitirmek için silahlı mücadelenin ötesinde formüller denenmiştir. Hiçbirinde başarı sağlanamamıştır. Terörsüz Türkiye projesi bir müzakerenin, pazarlığın, al-ver sürecinin neticesi değildir. Onun için başından beri çok dikkatliydik. Bugün daha da dikkatliyiz. Kanı durduracak, annelerin gözyaşını dindirecek, acıları hafifletecek, kardeşliği güçlendirecek her türlü girişimi yakından takip ediyoruz. Ancak herkes emin olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin onurunu, gururunu çiğnetmeyiz. Türkiye'nin başını öne eğdirmeyiz.

Terörsüz Türkiye süreci

Sayın Devlet Bahçeli ve kadrosunun milliyetçiliğini, Türkiye aşkını sorgulamak hiç kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde şahsımın ve burada olan ve olmayanlarla birlikte AK kadronun milliyetçiliğini, vatanseverliğini kimse sorgulayamaz. Bu kimsenin hakkı da haddi de değildir. Biz Sayın Bahçeli ve kadrosuyla beraber Terörsüz Türkiye için canımızı, kanımızı, tecrübemizi, hayatımızı ortaya koyduk. Biz Türkiye'nin hayrına olmayan hiçbir işin içinde olmayız. Tüm çabamız Türkiye'nin hayrınadır. Türkiye'nin hayrına olmayan girişimlerin tam karşısında görürsünüz. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Hiç kimse korkmasın, kimse endişe etmesin, kimsenin zihninde soru işareti oluşmasın. Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz, milletimiz için yapıyoruz, istiklalimiz için, istikbalimiz için yapıyoruz.

Bugün bazı gerçekleri açıkça konuşmak mecburiyetindeyiz. Terör en başından itibaren karşıtlarıyla bir sektör, ekosistem oluşturdu. Terör eylemlerinden, terör tarafındakiler nemalandığı kadar terör karşıtları da nemalandı. Milleti tehdit ettiler, istikrarsızlığı körüklediler. Onlar bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor, çünkü rant kapıları kapanıyor. Tezgâhları bozuluyor, ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Ortalığı bulandırmak, zihinleri karartmak için yoğun gayret içindeler. Milliyetçiyiz, vatanseveriz diyorlar ama sevinemiyorlar. Bugün terör biterken terör istismarı da bitmektedir. Milletimin sahte kahramanları görmesi en büyük arzumuzdur.

Hükümet, AK Parti kadroları olarak son 23 yıldaki mücadelemiz, içerideki ve dışarıdaki baskılarımız neticelenme yoluna girmiştir. Türkiye kazanmıştır, milletim kazanmıştır. 86 milyon her bir vatandaşımız kazanmıştır. Birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize, milletimize, huzurumuza, devletimizin onur ve gururuna kast eden ve kast edecek hiçbir girişimin içinde olmayız, böyle girişimlere asla müsaade etmeyiz. 41 yıllık parantez kapanmaktadır. Her bir cadde, sokak ay yıldızlı bayrak ile donatılmalıdır.

Biz tarih sahnesine dün çıkmış bir millet değiliz. Her zamanda hem de zeminde uzun bir yürüyüş gerçekleştiriyoruz. Türklerin İskitler ve Sakalar ismiyle tarih sahnesinde olduğunu biliyoruz. 751 yılında Türkler kitleler halinde İslam ile tanıştılar. O günden itibaren Türk deyince Müslüman, Müslüman deyince de en çok Türk akla gelir. Malazgirt, Kudüs'ün fethi, İstanbul'un fethi, İstiklal Savaşı Türk, Kürt, Arap ve nice halkların ortak zaferleridir. 1001 Gece Masalları'nın Bağdatı'nı Türk-Kürt-Arap inşa etmiştir. Şam, Diyarbakır, Mardin, Musul, Süleymaniye, Erbil, Hatay, İstanbul, Ankara bizim ortak şehrimizdir. Bizler ittifak yaptığımızda atlarımızın rüzgârı Çin denizinden Adriyatik'e serin esintiler yaydı. Atlarımızın şahlanışından coğrafyaya huzur yayıldı. Kılıç şakırtıları bu bölgeye barış getirdi.

Açın tarihin sayfalarına bakın. İttifak yaptığımızda atlarımızın, kılıçlarımızın, kalkanlarımızın, tekbirlerimizin önünde hiç kimse duramadı. İttifak yaptığımızda medeniyetimizle, sanatımızla, refah seviyemizle hiç kimse yarışamadı. Türk, Kürt, Arap bir aradaysa, birse, beraberse işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır.

Bugün Gazze'de Filistin'de tarihin en barbar soykırımı icra ediliyor. Neden? Çünkü Türk, Kürt, Arap bir araya gelip ittifak kuramıyor. Terörün nihai amacı Türkiye'yi bölmek değildir. Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ama bize zaman kaybettirdiler, ekonomik kayıp verdirdiler, enerjimizi harcadılar, Türk ile Kürt'ün arasına nifak sokmaya çalıştılar. 41 yılda terör baronları, terör sektörü kazandı. Türk, Kürt, Arap üzerine kirli hesapları olanlar kazandı. Bu kirli oyunu, tezgahı, nifak hareketini bozuyoruz.

Tarih tekerrür ediyor. Türk ile Kürt aralarında engel olmaksızın tekrar muhabbetle kucaklaşıyor. Bugün Malazgirt ruhu, Kudüs ittifakı, İstiklal Savaşı'nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye'nin şafağı söküyor. Silahlarla değil, şiddetle değil, kavga için değil; muhabbet için, kardeşlik için terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle konuşacağız. Bu ülkenin her bir vatandaşı ister Türk ister Kürt ister Arap ister Alevi olsun, devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, çatısıdır. 86 milyon biriz, beraberiz, ezelden ebediyete kadar kardeşiz.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —