Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nda düzenlenen Atatürk’ü Anma Töreni’nde konuştu.
Atatürk’ün, “Süngü ile, silahla, kanla elde ettiğimiz zaferden sonra kültür, bilim, teknik, ekonomi gibi alanlarda zafer kazanmak için çalışacağız.” sözüne atıfta bulunan Erdoğan, 23 yılda yapılan yatırımlarla Atatürk’ün hedefleri doğrultusunda çalıştıklarını belirti.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“Devletimizin ilk Cumhurbaşkanı, İstiklal Harbimizin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, zorluklarla ve engellerle dolu bir mücadelenin ardından bağımsız, modern ve yeni Türkiye'nin temellerini atmıştır. Gazi, harp sahalarında kazanılan askeri başarılar olduğu gibi, yeni devletimizin birçok alandaki dönüşümüne de liderlik etmiştir.
“Aynı amaca hizmet etmektedir”
10 Kasım’lar aslında hem bu dönüşümü anlamak hem de verilen mücadelenin boyutlarını kavramak açısından önemli bir vesile teşkil etmektedir. Bunu özellikle şunun için söylüyorum; son dönemde milli günlerimizle ilgili yıkıcı, yıpratıcı ve toplumsal fay hatlarını kaşıyan tartışmaların gündeme taşınmak istendiğini görüyoruz. Güya cumhuriyetimizi yüceltmek adına şanlı tarihimizi yok sayanlar ile 102 yıllık cumhuriyet tecrübesini önemsizleştirmeye çalışanlar, zahirde tezat içinde görünmekle birlikte, esasında aynı amaca hizmet etmektedir.
“İkisine de karşıyız”
Medyanın köpürttüğü toplumsal gerilimden beslenen siyasetçilerin de büyüttüğü bu cepheleşmenin en büyük mağduru ise, bizatihi Gazi Mustafa Kemal olmakta; Atatürk’ün hatırası ve eserleri olmaktadır. Burada şu gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmek durumundayım: Medya, sosyal medya ve siyasette Atatürk maskesi takarak bu millete ve milletin değerlerine düşmanlık edenlere nasıl karşıysak, istiklal harbimizi zafere ulaştırarak milletimizin önünde yeni bir yol açan Gazi Mustafa Kemal’e yönelik hakaretamiz ifadelere de aynı şekilde karşıyız.
Şüphesiz, 86 milyonun her konuda uzlaşmasını, aynı düşünmesini ve tarihi hadiselere ve şahsiyetlere aynı pencereden bakmasını bekleyemeyiz. Bu hem gerçekçi değildir hem de doğru değildir. Burada en mühim husus, fikri farklılıkların karşılıklı saygı çerçevesinde ve nezaketle dile getirilmesi, kimsenin kendi tarih okumasını diğerine dikte etmemesi, tehdit ve hakaretle dayatmada bulunmamasıdır. Eli sopalı düşünce özgürlüğü olmaz. Hakikat ancak zıt görüşlerin çarpışmasından doğar.
Şunun da bilinmesinde fayda görüyorum: Bu milletin en büyük gücü, birliği, beraberliği, kardeşliği ve ortak geçmiş ile gelecek tasavvuru olmaktadır. Milli, manevi ve kültürel değerlerimiz aynı zamanda milletçe en değerli hazinemizdir. Bizi bir arada tutan çimentomuzdur. Bunların örselenmesine hiçbir şekilde tolerans gösteremeyiz. Bu konuda herkesin, özellikle toplumun önünde olan kanaat önderlerinin gereken hassasiyeti sergileyeceklerine inanıyorum.
Atatürk’ün sözünü hatırlattı
Değerli misafirler, Gazi Mustafa Kemal, bugün köpürtülmek istenen tartışmalara aslında bundan bir asır evvel set çekmiştir. Gazi şöyle demişti: “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Evet, Atatürk en büyük ve en kalıcı eserinin, hepimizin ortak çatısı olan Türkiye Cumhuriyeti olduğunu bu ifadesiyle 100 sene önce ilan etmiştir. Dolayısıyla onun mirasına layıkıyla sahip çıkmak demek; Türkiye Cumhuriyeti’ni daha da güçlendirmek, kalkındırmak, başarılarına yenilerini eklemek, her alanda muvaffak ve muzaffer etmek demektir.
Muhalefete “şikayet” eleştirisi
Ülkesini sınır ötelerindeki kerameti kendinden menkul mahfillere şikâyet edenler değil, tam bağımsız bir Türkiye için çalışanlar, üretenler ve ter dökenler ancak onun mirasına hakiki manada sahip çıkabilir. Lafa gelince, siyasi geçmişlerini cumhuriyetle özdeşleştirenlerin özellikle son birkaç aydır bu konuda oldukça kötü bir sınav verdikleri görülüyor. Her ne kadar Türkiye’yi yurt dışına şikâyet turlarından elleri boş dönseler de ülkemizin itibarına verdikleri zarar maalesef ortada duruyor.
Biz, FETÖ'cüler gibi yeminli Türkiye düşmanlarıyla birlikte, bu zihniyetin sebep olduğu yanlış algılarla da mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Çok uğraştılar, çok didindiler; ama şimdiye kadar hedeflerine ulaşamadılar. Bundan sonra da şikâyet ettikleriyle kalmaya devam edecekler.
“Onun hatırasını yaşatmaya özen gösteriyoruz”
Biz ise bugün burada olduğu gibi, 87. vefat yıl dönümünde Atatürk’ü saygıyla anarken, diğer taraftan da onun hatırasını yaşatmaya özen gösteriyoruz. Dün bu noktada yeni bir adım daha attık. Selanik’te Gazi Mustafa Kemal’in doğduğu evi, Kültür Bakanlığımız eliyle, TİKA'nın koordinasyonunda, 11 ay süren titiz bir restorasyona tabi tuttuk. İç ve dış cephe çalışmalarından bahçe düzenlemelerine kadar, aslına uygun şekilde bu evin bakımını kapsamlı bir şekilde yeniden yaptık. Böylece tarihi ev, 1953’teki özgün haline kavuşmuş oldu. Dün, bakanımızın ve milletvekillerimizin katıldığı bir törenle Atatürk Evi, kapılarını ziyaretçilerine açtı. Hayırlı ve uğurlu olsun diyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile TİKA’mızı tebrik ediyorum.
“Hepimize rehberlik etmeyi sürdürmektedir”
Değerli dostlar, Gazi Mustafa Kemal, İstiklal Harbinden hemen sonra devletimizin izlemesi gereken yol haritasını bakınız nasıl açıklamıştı: “Süngü ile, silahla, kanla elde ettiğimiz zaferden sonra kültür, bilim, teknik, ekonomi gibi alanlarda zafer kazanmak için çalışacağız.” Geçerliliğini 102 yıldır koruyan bu söz, ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizde hepimize rehberlik etmeyi sürdürmektedir. Hükûmet olarak, eğitimden tarıma, dış politikadan savunma sanayine, sağlıktan ekonomiye, Türkiye’yi yeni yüzyılın en güçlü aktörlerinden biri haline getirmek için gece gündüz demeden koşturuyoruz.
Eğer bugün tanklarımız, toplarımız varsa; eğer bugün İHA’larımız, SİHA’larımız varsa; eğer bugün dünyanın değişik ülkelerine KAAN’larımızı ihraç ediyorsak; eğer bugün hamdolsun uçaklarımızı dünya ile yarışır hâle getirmişsek, bu bir şeyi ortaya koyuyor: Demek ki, en son tanklarımız ve toplarımızla dünyaya bir rekabet fişeği attık. Şimdi, 783 bin km²'nin her karışında yükselen devasa yatırımlarımız ve milletimize kazandırdığımız eserlerle, Türkiye Yüzyılı'nı inşa ediyoruz.”