Tarih: 27.06.2025 14:40

Boşanma aşamasındaki eşinin kapısında intihar etmişti: Adamın eşyaları yerden yere fırlattığı anların görüntüsü ortaya çıktı

Facebook Twitter Linked-in

Esenler’de boşanma aşamasındaki eşinin kapısı önünde silahla intihar eden Sema Nur Sarıboğa Baran’ın ailesi, genç yaşta toprağa verdikleri kızlarının mezarını ziyaret etti. Gözyaşlarını tutamayan acılı anne Şenses Sarıboğa, eski damadını suçlayarak kızının öldürüldüğünü öne sürdü ve olayın araştırılmasını istedi. Aile avukatı Süheyla Ovalı ise Ebubekir Baran’ın müvekkiline ve kızına şiddet uyguladığını bu süreçte genç kadının çok yıprandığını ifade ederek, soruşturmanın devam ettiğini Adli Tıp Raporu’nun da çıkmadığını söyledi. Ayrıca Ebubekir Baran’ın eşi ve çocuğunun gözleri önünde evdeki eşyaları kırdığı anların cep telefonu görüntüleri ortaya çıktı.
Esenler’de 10 Haziran’da meydana gelen olayda iddiaya göre boşanma aşamasında olduğu eşi Ebubekir Baran’ın (28) yaşadığı binanın önüne gelen Sema Nur Sarıboğa Baran (24), "Ben hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum. Kızım aileme emanet, eğer o adama verirseniz ben hakkımı helal etmiyorum" demişti. İddiaya göre genç kadın ardından silahla kendini vurmuş, kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmişti. Olayla ilgili başlatılan soruşturmada boşanma aşamasında olduğu eşi Ebubekir Baran ise gözaltına alınmıştı. Baran’ın ardından serbest bırakıldığı, çiftin 4 yaşındaki çocuğunun ise anneannenin velayetinde olduğu öğrenildi. Ayrıca Ebubekir Baran ise daha önce yaptığı açıklamalarda eşinin ailesini ve kayınbiraderinin kendisine saldırdığına dair suçlayıcı iddialarda bulunmuştu.

Acılı aile kızlarının mezarını ziyaret etti
Sarıboğan ailesi, genç yaşta toprağa verdikleri kızları Sema Nur Sarıboğan Baran’ın Yayla Mezarlığı’ndaki kabrini ziyaret etti. Kızının mezarı başında gözyaşlarını tutamayan acılı anne Şenses Sarıboğa, eski damadının kendilerini ve kızların hiçbir zaman rahat bırakmadığını olayın olayın koca vahşeti olduğunu iddia etti. Kızının ölümünün araştırılmasını isteyen anne Sarıboğan, olayın cinayet olabileceğini öne sürerek, eski damadının tutuklanmasını istedi. Aile avukatı Süheyla Ovalı ise şüpheli koca Ebubekir Baran’ın davadan çekilmesi için kendisini de tehdit ettiğini iddia etti.

Eşi ve çocuğunun gözleri önünde eşyaları yerden yere vurduğu görüntüler ortaya çıktı
Öte yandan Ebubekir Baran’ın eşi ve çocuğunun gözleri önünde evdeki eşyaları kırdığı anların cep telefonu görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde Sema Nur’un zaman zaman ağlayarak "yap yap sen" dediği duyulurken, Baran’ın ise küçük kızına rağmen eşyaları yerden yere fırlatarak kırdığı görülüyor. Ayrıca küçük kızın babasıyla parkta görüştüğü anlar da kameraya yansıdı.

"Dayı değil koca vahşeti"
Bazı haber kaynaklarında yer alan olayla ilgili "Dayı şiddeti" başlıklı haberlerin gerçeği yansıtmadığını olayın "koca vahşeti" olduğunu ifade eden anne Şenses Sarıboğa, "Ebubekir denen şahıs hiçbir şekilde kızıma rahatlık vermedi. Her gün şikayet, her gün asılsız ihbarlar, her gün polisler benim kapımda. Benim çocuklarımı ve ailemi kullanmaya başladı. Kızıma hep psikolojik baskı yaptı. Benim kızım defalarca karakollara gidip şikayet ettiği halde kızımı kayda almadılar. Sonrası sürekli oğlumu, benim adresimi, oğlumun iş yerine ve kendi evini şikayet etti. Hiçbir şey elde etmediği halde sonrasında çocuğun üstüne oynamaya başladı. Benim torunum 6 ay boyunca benim kızımda vekalet onda kalıyordu. O yüzden bayramın ikinci günü kalkıp da hakimden çocuğu iki günlüğüne, ona vermesini istemişler. Saat 10.00 ve 19.00 arasında. Bayramın ikinci günü saat 10.00’da polis eşliğinde gelip kapıma dayandı. Biz çocuğu verdiğimiz halde saat 19.00’da benim torunumu getirecekti. Kızım kalktı kaynanasını aradı. Dedi ki ’kesinlikle Ebubekir Baran benim kapıma gelmesin’ çünkü onun uzaklaştırması vardı, ama onu dikkate almadı. Benim kızım defalarca aradı. Bilerek çocuğu mahalleye getirdi. Biz belirli bir nokta vermiştik. Sedanur onu aldığı halde kalkıp iftira attı. Dedi ki ’çocuğum araçtayken benim arabama saldırdılar, beni dövdüler’. Halbuki çocuk arabada değildi, öyle bir şey yoktu. Çocuğu görme hakkı yokken bu olaydan 10 gün önce kaynanasıyla amcası geldi. Benim kızım kendi elleriyle parkın önüne götürüp çocuğu gösterdi. Elimizde videolar var. Biz hiçbir şekilde çocuğu onlara göstermemek gibi bir şey yapmıyorduk. Bunu çocuğun üstüne kullandı ve sosyal medyada yalan haberler yaptı. Nafakayı ödemediği halde bir gün sonrası mahkemesi vardı. O yüzden kalkıp bayramın ikinci günü bu olayı çıkarttı. Bu olaydan sonra bize suçlamalar attı. Yok dayı şiddeti, vahşeti diye. Halbuki öyle bir şey yok, dayı değil koca vahşeti. Avukatımızı da şikayet etti. Sadece Sema yalnız kalsın diye, kimse Sema’nın arkasında kalmasın diye onu bile şikayet etti. Benim kızım gece saat 23.00’a kadar bu şeylerle uğraştı. Hatta kızıma 7 gün hapis cezası bile geldi avukatımız düzeltti. Düzelttikten sonra hakaret davası açtı. Sürekli aile üzerine oynuyordu. Onun derdi ne çoluk ne çocuk, ne de karısıydı. Sadece bizimle uğraşıyordu. Sonunda benim kızımın canına sebep oldu. Benim kızım öldü ama bilmiyoruz öldü mü öldürüldü mü nasıl olduğunu bilemiyoruz. Yani bu konunun önüne kimse geçemez. Bunu araştıracağım avukatımla bir anne olarak. Ben kızımın her şeyinin araştırılmasını istiyorum. Ebubekir Baran’ın serbest kalmamasını istiyorum ve elimizden geleni yapacağız onların da yapmasını istiyorum" dedi.

"Ona akıl verenlerden şikayetçi olacağız"
Eski damadı Ebubekir Baran’a yardım edildiğini ve bilgi sızdırıldığını iddia eden baba Arif Sarıboğa "Bu konu ile ilgili özellikle bayramda kızımla beraber Aksaray’daki aile içi şiddet karakoluna gittik. Şikayette bulunması için ama şikayetimizi almadılar. Kızım niye alınmadığını sordu. Almadıklarını söyledi. Avukatımız aracılığıyla ufak bir şey aldılar. Oradan da Atışalanı polis karakoluna yolladılar. Oradakiler de bize yanlış kağıt verdiler. Tekrar geri geldik bir türlü yani ifademizi almadılar. Zaten 2 gün sonra canına kıydı veya kıyıldı. Bunun arkasında da tek o yok. Nevin diye bir katip var bilgileri hep ona sızdıran. Bir de Deniz P. diye bir avukatı var bütün desteği, aklı veren bunlar. Onlar hakkında da suç duyurusunda bulunacağız. Bütün aklı veren bu ikisi. Son olarak da ihmali olan, ifademizi almayan polisten tutun hepsinden şikayetçi oluyoruz" dedi.

"Beni de tehdit etti"
Mart ayından itibaren Semanur Sarıboğa’nın boşanma dosyasıyla ilgilendiğini belirten Avukat Leyla Ovalı, "Kendisi şiddet mağduru bir kadın olarak gelmişti ve dosyadaki delillerimizden de görüleceği üzere davalı Ebubekir Baran’ın Semanur Baran’a ve yine çocuğuna karşı şiddeti söz konusuydu. Buna ilişkin 6284 sayılı yasa kapsamında tüm tedbir kararlarından müvekkilimin yararlanması için aile mahkemesinden tedbir kararı talep etmiştik. Ancak en baştan yanlış maalesef durumlar oldu. Nitekim davamız öyle bir hale geldi ki kayınbirader Muhammet Can Sarıboğa ve Semanur Baran’ın eşi Ebubekir Baran arasındaki bir boşanma davasına döndü adeta. Biz bunları hakimlere, polislere, anlatmaya çalıştık ancak süreçle ilgili Ebubekir Baran’ın ısrarcı davranışları yine avukatlık mesleğini yaparken kendisinden aldığım tehditler vekalet ilişkisine son vermem adına ve yapmış olduğu şikayetler nedeniyle sonuç buraya kadar geldi. Boşanma süresince Ebubekir Baran sürekli ailesinin yanında olan müvekkilime ailesi üzerinden tahrik etmek suretiyle tüketmeye çalıştı. Semanur’la en son bu intihar olayı gerçekleşmeden önce telefonda konuştuk. Zira ertesi gün Ebubekir Baran’ın müşterek çocuğunun nafakasını ödememesi hasebiyle adına açılmış bir ceza davamız vardı ve kendisi bu durumlardan bahsederken evet, psikolojisi çok yıpranmıştı. Çünkü aylarca evine hep polis gelip gitti. Aile bulunduğu yerde bayram günü bile çevresine karşı çok rencide oldu. Yine polisler yetkisiz olmalarına rağmen bayram günü saat 10.00’da Ebubekir Baran’ın salt beyanıyla hiçbir olay vuku bulmamışken adrese gittiler ve çocuk teslimine yönelik herhangi bir karar ve bu yönde de müvekkilimin herhangi bir görüştürmeme yasağı olmamasına rağmen polis gitti ve çocuk ağladı. Aile gerçekten rencide oldu. Bayram günüydü ve o an İstanbul’da değildim. Dolayısıyla çocuk yine teslim edilmişse de akşam Ebubekir Baran’ın tekrar ekiplerce koruma kararına rağmen o adrese yaklaşması üzerine bir arbede çıkmış. Şu an geldiğimiz durumda Sema’nın intihar etmeden ya da öldürülmeden önce ki şu an soruşturması devam etmekte ve adli tıp raporları henüz çıkmamıştır" dedi.

"Amacımız küçük N.’ye sahip çıkmak; ona huzurlu bir ortam sağlayabilmek"
Türkiye’nin son zamanlarda sosyal medya ülkesine döndüğünü savunan Ovalı, "Yani şöyle olumlu olumsuz tabi olumlu kullanıldığı yerler de var ancak eline telefonu alan olayları bir şekilde medyaya servis ediyor ve medyada hiçbir düzeltme yapılmasına müsaade etmeden ve olayları araştırmadan servis ediyor. Semanur’un ölümüyle ilgili karnından vuruldu, bu kez tersine oldu, dayı vahşeti şeklinde atılan başlıklar var. Ve bu biz bunları gerçekten kınıyoruz. Zira Semanur adli tıpta yakınlarının gördüğü kadarıyla olay gecesi başından vurularak ölmüş ya da öldürülmüş bir durumda teşhis edilmiştir. Karnından vurulma vesaire yoktur. Bizim burada yapmamız gereken Semanur’un video kaydında bahsettiği ve henüz 4 yaşında olan müşterek küçük çocuğumuzu korumak. Hem devlet olarak, hem toplum olarak onu topluma kazandırmak. Şu an çocuk halihazırda annesinin ölümünü bilmiyor ve mahkemece de anneannesiyle 6 aydır kaldığı için onların evinde. Babasının şiddet eylemleri sebebiyle dosyadaki delillerde görülecektir. Küçük N. ile ilgili de Bakırköy 5. Aile Mahkemesince Semanur’un intihar olayından sonra verilmiş çok güzel bir karar var. Zira dosyadaki şiddet, eylemleri olan davalıya küçük çocuğumuz şu an için teslim edilmemiştir. Amacımız küçük N.’ye sahip çıkmak toplum olarak, devlet olarak ve gerçekten ona huzurlu bir ortam sağlayabilmek oluşturabilmek. Nitekim Semanur’un intihar videosu diyebileceğimiz ya da adlandırabileceğimiz kayıtta da Semanur’un böyle bir isteği vardı" dedi.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —