Tarih: 08.05.2025 09:34

5 milyon kişi evde tek başına, sağlık krizi kapıda

Facebook Twitter Linked-in

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Okay Abacı, son 10 yılda yalnız yaşayanların sayısında yüzde 81’lik artışa dikkat çekerek, "Kalp hastalıklarının sessiz ama derin sebeplerinden biri ailesizliktir" ifadelerini kullandı.
Türkiye’de yalnız yaşayan bireylerin sayısı 2024 itibarıyla 5 milyon 321 bin 540’a ulaştı. Son 10 yılda yüzde 81 oranında artan bu rakam, değişen yaşam biçimlerinin toplum sağlığı üzerindeki etkilerini de gündeme taşıdı. Uzmanlara göre yalnızlık, sadece sosyal değil, aynı zamanda fizyolojik bir tehdit oluşturuyor. Kalp hastalıkları başta olmak üzere pek çok kronik sağlık sorununun arka planında sosyal bağların zayıflaması ve aileden uzak yaşam biçimleri yer alıyor.
Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Okay Abacı, yalnızlığın kalp ve damar sağlığı üzerindeki etkilerinin uzun yıllardır bilimsel araştırmalara konu olduğunu belirterek, bu konuda toplumsal farkındalığın artması gerektiğini vurguladı.
"Yalnızlık, stres hormonlarını yükselterek kalp ritmini bozabilir, tansiyonu artırabilir ve vücutta iltihabi süreçleri tetikleyebilir. Özellikle ileri yaş grubunda bu tabloya depresyon, uyku bozuklukları ve bağışıklık sistemi zayıflığı da ekleniyor" diyen Prof. Dr. Abacı, yalnızlığın modern toplumun en göz ardı edilen sağlık risklerinden biri haline geldiğini söyledi.

Yalnızlık hipertansiyon kadar ciddi tehdit
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Amerikan Kalp Derneği’nin (AHA) yalnızlığı, hipertansiyon ve sigara kullanımı kadar ciddi bir kalp sağlığı tehdidi olarak değerlendirdiğini hatırlatan Abacı, sosyal bağların güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. "Kalp sağlığı sadece biyolojik değil, aynı zamanda psikososyal bir dengedir. Aile, bu dengenin en güçlü koruyucusudur" ifadelerini kullanan Prof. Dr. Abacı, aile içi iletişimin güçlendirilmesinin ve yalnız yaşayan bireyler için sosyal destek mekanizmalarının yaygınlaştırılmasının önemine dikkat çekti.

Aile yapısı kalbin koruyucusu
Prof. Dr. Abacı, toplumun temel taşı olan aile yapısının, bireyin hem ruhsal hem fiziksel sağlığı üzerinde koruyucu bir etki oluşturduğunu ifade etti.
"Güçlü aile bağları, yalnızlığın oluşturduğu stresi önemli ölçüde azaltır. Aile ortamı, bireyin duygusal ihtiyaçlarını karşılarken aynı zamanda düzenli yaşam alışkanlıklarını da destekler," değerlendirmesinde bulundu. Abacı, bireyselleşme eğiliminin yoğunlaştığı şehir hayatında aile içi iletişimin ve komşuluk ilişkilerinin yeniden canlandırılmasının hem toplumsal dayanışmayı hem de sağlık düzeyini artıracağını söyledi.

Yalnızlıkla mücadele kalp kriziyle mücadeledir
Yalnızlıkla mücadelede bireysel önlemler kadar kamusal politikaların da önemli olduğunu, özellikle son yıllarda devletin hayata geçirdiği aile sağlığı merkezleri, evde sağlık hizmetleri ve sosyal yardım uygulamalarının bu açıdan değerli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Abacı, "Aileyi merkeze alan her politika, sadece toplumsal değil, halk sağlığı açısından da yatırımdır. Yalnızlıkla mücadele, aynı zamanda kalp kriziyle mücadeledir" değerlendirmesinde bulundu.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —