Tarih: 10.10.2025 10:58

Hava sıcaklıklarının düşmesiyle grip vakalarında artış

Facebook Twitter Linked-in

Ülke genelinde hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte solunum yolu hastalıklarında artış yaşanıyor. Uzmanlar, salgın hastalıkların kalabalık ortamlarda daha hızlı yayıldığını belirterek, bağışıklık sistemini güçlü tutmak için vitamin takviyesinin önemine vurgu yapıyor.
Havanın soğumasıyla birlikte grip ve soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış yaşanıyor. Bu hastalıklar, öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı ve halsizlik belirtileriyle kendini gösteriyor. Hastalığın etkilerini hafifletmek için ıhlamur, adaçayı, zencefil ve kuşburnu çayı gibi bitki çaylarının yanı sıra tavuk suyu, mercimek ve tarhana çorbası gibi proteinli gıdaların tüketilmesi öneriliyor. Bu besinler bağışıklık sistemini destekleyerek vücut direncini artırıyor. Uzmanlar, hastalıklardan korunmak için kapalı ortamlarda uzun süre kalınmaması, yeterli sıvı alınması ve ellerin sık sık yıkanması gerektiği uyarısında bulunuyor.

Nezle ve grip farkı
Grip ve soğuk algınlığının (Nezle) birbirine benzeyen ancak farklı seyreden hastalıklar olduğunu belirten Acıbadem Kent Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doktor Necdet Yetim, "Nezle, genellikle sadece burun akıntısı ve hafif kırgınlık gibi belirtilerle kendini gösteren, daha hafif seyreden bir hastalıktır. Grip ise daha ağır seyreden bir hastalıktır. Üşüme, ateş, halsizlik, yorgunluk, kas ağrıları, baş ağrısı ve öksürük gibi belirtiler çok daha yoğun olarak görülür. Serin ve soğuk mevsimlerde bu tür virüsler daha yaygın hale gelir. Çünkü insanlar kalabalık ve kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirir. Bu da virüslerin kişiden kişiye bulaşmasını kolaylaştırır. Bu nedenle Eylül-Ekim aylarından itibaren grip mevsimi başlar ve kış boyunca devam eder. Bu tür hastalıkların yaklaşık yüzde 90'ı bu dönemde görülür. En önemli nedenleri ise havaların soğuması ve insanların toplu alanlarda daha fazla bir arada bulunmasıdır" ifadelerini kullandı.

Kişisel temizliğin önemi
Üst solunum yolu hastalıklarından korunmak için yapılması gerekleri aktaran Doktor Necdet Yetim, "Şu dönemde mümkün olduğu kadar kalabalık ortamlara girmemek ve insanlarla yakın temasta bulunmamak önemlidir. Özellikle grip belirtileri olan, kırgınlık, ateş, burun akıntısı ve öksürüğü bulunan kişilerle yakın temas kurmaktan kaçınılmalıdır. Konuşurken, öksürürken ya da hapşırırken etrafa gözle görülmeyen küçük damlacıklar yayılır. Bu damlacıklar havada asılı kalabilir ya da yüzeylere düşebilir. Başka bir kişi bu havayı soluduğunda ya da damlacıkların bulunduğu yüzeylere dokunup ardından ellerini ağzına ya da burnuna götürdüğünde virüs bulaşabilir. Bunun için el temizliği çok önemlidir. Temiz olmayan ellerle ağız ve buruna dokunulmamalıdır. Yemek yemeden önce eller mutlaka sabun ve bol suyla en az 15-20 saniye yıkanmalıdır. Bu şekilde virüslerin yüzde 99'a varan oranlarda yok edildiği bilinmektedir" diye ekledi.

Vitamin takviyesi, bol sıvı ve sıcak çorba tavsiyesi
Hastalık sürecinde sağlıklı beslenmek, iyi dinlenmek, aşırı yorulmamak ve vücudu soğuktan korunması gerektiğini söyleyen Yetim, sözlerini şu şekilde noktaladı: "Çünkü vitamin, protein ve genel beslenme eksikliği; aşırı yorgunluk, uykusuzluk ve özellikle soğuk havaya maruz kalma, hastalığın kolaylıkla oluşmasına neden olur. Elbette ilaçlar kullanacağız, ancak ilaçların dışında uygulanacak tedavi yöntemleri, grip için belki de daha önemlidir. Bunların başında vücudu ılık tutmak, dinlenmek ve beslenmek gelir. Bu konuda, özellikle beslenme üzerine birkaç önemli noktaya değinmek gerekir. Bol sıvı alınmalıdır. Çaylar ve çorbalar içilmelidir. Özellikle et suyu, tavuk suyu ve kelle paça gibi besleyici çorbalar; limonlu ve sirkeli olarak tüketildiğinde daha faydalıdır. Sarımsak da bağışıklık sistemine faydalı olduğu kanıtlanmış bir besindir. Çay tüketimi de önemlidir. Limonlu çaylar başta olmak üzere; yeşil çay, rezene çayı, ıhlamur ve adaçayı gibi şifalı bitki çayları önerilir. Sebze ve meyve de bolca yenmelidir. C vitamini içeren meyveler tavsiye edilir. Narenciye grubu, limon, mandalina ve portakal gibi meyvelerle; yeşil sebzelerin bolca tüketilmesi gerekir. Ayrıca E vitamini ve B grubu vitaminlerinden oluşan takviyeler, hastalığın daha kısa sürede atlatılmasında etkili olur."
Hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte çorba içmek isteyen müşterilerin sayısının arttığını belirten 30 yıllık Çorbacı ustası Mehmet Çalışkan, "Kış için ayak paça, kelle paça ve işkembe çorbalarını öneriyoruz çünkü yüksek kolajen içeriyor. Özellikle dana ayağında bolca kolajen vardır ve koruyucudur. Limonlu ve sarımsaklı olarak tüketilmesini tavsiye ediyoruz" diye ekledi.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —