Tarih: 09.10.2025 10:55

Çikolata kisti her 7 kadından 1’ini etkiliyor

Facebook Twitter Linked-in

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Hasan Can Toyganözü, endometriozisin doğurganlığı etkileyebildiğini belirterek, "Yumurtalık rezervinin azalması, tüplerin tıkanması veya karın içi yapışıklıklar gebelik şansını düşürür. Bu nedenle çocuk sahibi olmayı planlayan kadınların erken dönemde değerlendirilmesi önemlidir" dedi.
Kadınların üreme çağında sık karşılaştığı hastalıklardan biri olan endometriozis veya halk arasında bilinen adıyla 'çikolata kisti' hem yaşam kalitesini hem de doğurganlığı olumsuz yönde etkileyebilen önemli bir sağlık sorunu olarak tanımlanıyor. Rahim iç tabakasına benzer dokuların rahim dışında yerleşmesiyle gelişen endometriozis, çoğu zaman adet dönemlerinde yaşanan şiddetli ağrılarla kendini gösteriyor.
Medline Adana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Hasan Can Toyganözü, erken dönemde tanı konulan hastalarda hem ağrı kontrolünün daha kolay sağlanabildiğini hem de doğurganlıkla ilgili yaşanabilecek problemlerin önlenebileceğini söyledi.
Dr. Toyganözü, endometriozis, halk arasında "çikolata kisti" olarak bilinen, kadınların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen ve çoğu zaman sessiz ilerleyen kronik bir hastalık olduğunu kaydederek, "Her 7 kadından 1'inde görülen bu rahatsızlık, doğurganlık çağındaki bireylerde sık rastlanır. Rahim içini döşeyen "endometrium" adı verilen dokunun rahim dışında, örneğin yumurtalıklarda veya tüplerin çevresinde yer almasıyla ortaya çıkar. Bu dokular, her ay adet döngüsüne bağlı olarak kalınlaşır, kanar ve dökülmeye çalışır. Ancak bulundukları yer rahim dışında olduğu için bu kan vücuttan atılamaz ve zamanla bulunduğu bölgede yapışıklıklara, iltihaplanmalara ve kist oluşumuna yol açar. Endometriozis erken fark edildiğinde kontrol altına alınabilen hastalıktır. Ancak toplumda adet ağrısının normal bir durum olarak kabul edilmesi tanının gecikmesine neden olur. Oysa ağrı yaşamı etkileyecek düzeydeyse, bu bir hastalık belirtisidir. Kadınların kendi bedenlerini tanıması, uzun süren ağrıları önemsemesi ve düzenli jinekolojik kontrolleri aksatmaması erken teşhisin anahtarıdır" diye konuştu.

Ağrılar adet dışında da devam edebiliyor
Adet döneminde dayanılmaz kasık ağrıları, bel ağrısı, ilişki sırasında ağrı, uzun süren kanamalar, karında şişkinlik ve sindirim sorunlarının bu hastalığın önemli belirtileri olduğu ifade ederek, "Bazı kadınlarda ağrılar adet dışında da devam eder ve bu durum hem fiziksel hem psikolojik olarak yıpratıcı hale gelir. Tam bilinmemekle beraber, genetik yatkınlık, bağışıklık sistemi bozuklukları, adet kanının geriye akması ve çevresel faktörlerin hastalığın gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. Teşhis sürecinde hastanın öyküsü, jinekolojik muayene ve ultrason ilk basamaktır. Küçük odaklar ultrasonda her zaman görülemeyebileceğinden, laparoskopiyle doğrudan karın içine bakılarak kesin tanı konabilir. Bu yöntem hem tanı hem de tedavi amaçlıdır çünkü aynı anda kistler veya yapışıklıklar da temizlenebilir. Tedavi kişiye özel planlanır. Ağrıyı azaltmak için ağrı kesiciler ve hormon tedavileri gündeme gelir. Büyük kistlerde ise genellikle kapalı cerrahi yöntemler tercih edilir" dedi.

Fiziki ve psikolojik etkileri görülüyor
Dr. Toyganözü, endometriozisin doğurganlığı etkileyebildiğini belirterek, "Yumurtalık rezervinin azalması, tüplerin tıkanması veya karın içi yapışıklıklar gebelik şansını düşürür. Bu nedenle çocuk sahibi olmayı planlayan kadınların erken dönemde değerlendirilmesi önemlidir. Erken tanı ve uygun tedaviyle doğal yollarla veya yardımcı üreme teknikleriyle gebelik mümkündür. Hastalığın uzun süren ağrılar ve doğurganlık kaygısı nedeniyle psikolojik bir yönü de vardır. Profesyonel destek, düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve stres yönetimi tedaviye olumlu katkı sağlar" şeklinde konuştu.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —